Sabah alarımın sesiyle gözlerimi açtım ve istemeyerekte olsa yatağımdan kalkıp lavabolun yolunu tuttum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama geçip kıyafetlerimi giyindim. Saçımı da yaptıktan sonra mutfağa geçtim. Babam kahvaltıyı hazırlamıştı bile. Birlikte kahvaltımızı yapmaya başladık.
" hadi kızım geç kalacaksın kalkalım "
" tamam baba şu lokmamı da yiyim kalkalım "
diyip son lokmamı da ağzıma atıp hızlıca masadan kalkıp babamın arabasının yolunu tuttuk. Bugün beni okula babam götürecekti. Aslında ben tek başıma da giderdim ama servis işini konuşmak için gelmek istedi. Aslında servis bahaneydi ne kadar büyümüş olsam da beni ilk günüm olduğu için yalnız bırakmak istemiyordu. Gelde bu adama hayran olma ama..
Nihayet okula gelmiştik gerçi okul demeye bin şahit lazımdı kulübe gibi bir yerdi. Ne biçim okul burası diye içimden geçirirken babam bunu sesli bir şekilde dile getirdi
"ne biçim bi okul burası "" dimi baba çok küçük "
" evet muhtemelen en fazla 200/300 öğrencisi vardır "
" aynen neyse daha güzel " dediğimde
Babam kafasını salladı birlikte içeriye girdik. Girer girmez sanki başka bir yere girmiş gibi hissettim. Herkes kapalıydı ve hepsi uzun uzun etekler giyinmişti. Kendimi biraz kötü hissettim ama sonra bunu umursamadım. Okul müdürü olduğunu düşündüğüm bir adam kürsüye çıkıp kendini tanıttı ve bir şeyler anlatmaya başladı herkes sıraya girmişti ama ben hangi sınıfta olduğumu bile bilmediğim için babamın yanında köşede duruyordum. Adam bir şeyler anlatmayı bıraktı ve adamın aslında müdür yardımcısı olduğunu öğrendim. O kürsüden indikten sonra istiklal marşını söylemek için kürsüye arapça öğretmenini çağırdılar. Sahneye saçı ve sakalı yavaş yavaş ağarmaya başlamış orta yaşlı bir adam çıktı.
Başıyla bizlere selam verdikten sonra istiklal marşını müzik eşliğinde söylemeye başladık. İstiklal marşı bitince herkes sınıflarına geçmeye başladı. Ben hâlâ babamın yanında dikiliyordum babam elimi sırtıma koyup benimle beraber içeriye geldi. Birlikte müdür yardımcısının yanına gittik.
Babam kapıyı çalıp içeri girdi içerde bir kaç öğrenci daha vardı. Sanırım onlarda sınıflarını öğrenmek için gelmişlerdi neyse ki tek sorumsuz ben değilmişim.
" merhabalar kızımın sınıfını öğrenmek ve okul servis ile ilgili bilgi almak için gelmiştik "" buyrun oturun siz efendim " diyip bize karşısındaki iki tane boş sandalyeyi göstermişti daha sonra adam odada ki öğrencilere dönerek
" siz iki dk bekleyin kızım sizin işinizi de halledicem " dedi. Öğrenciler kafasını salladı. Adam bana dönerek konuşmaya başladı
" evet ufaklık hoşgeldin adın soyadın ne bakalım "" melisa kurt "
" hmm bakalım kaç puanla gelmişsin "
dedi ben de ayakta dikilmekten yorulup babamın karşısındaki sandalyeye oturdum
" oo kızımız çalışkanmış maşallah 452 puan çekmişsin "
" evet efendim "
" peki neden bu okulu tercih ettin "
" aslında bilerek gelmedim ve çok uzun da kalmayacağım "
" öyle mi "
" evet efendim "
" belki seversin burayı gitmek istemezsin senin gibi çalışkan bir öğrenciyi kaybetmek istemeyiz "Dedi.
Ben de kafamı bilmiyorum anlamında eğip sessizliğimi korudum. O sırada babam konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM | gxg
Teen Fiction" saçmalama ezgi o benim müdürüm ondan hoşlanmıyorum ayrıca kadın benden 20 yaş büyük " " kadını her gördüğünde tutuluyorsun melisa " " hayranlıktan o " " haa hayranlıktan kadının götüne bakıyorsun yani " . . .başlangıç : 15.04.2022