50

2K 166 107
                                    

Dışarı çıktığımda müdüre hanım ve nilin kaldığımız yerin verandasında karşılıklı bir şekilde oturup sohbet ettiğini gördüm ve yanlarına gittim. Nil beni görünce yanında ki boş olan sandalyeyi göstererek

" Ayakta kalma melisa gel otur yanıma "
demişti.O öyle söyleyince ben de gidip yanına oturmuştum

" Teşekkür ederim " dedim nile gülümseyerek

" Bakıyorum da aranızdan su sızmıyor " dedi müdüre hanım. Bugün bu cümleyi farklı şekillerde ama aynı anlamda bilmem kaç bin defa sormuştu

" Sen de takıldın kaldın bize " dedi nil imalı bir şekilde. Aslında bakarsanız ben de müdüre hanıma hak veriyordum nil neden bana bu kadar yakın davranıyordu bilmiyorum. Hadi ben müdüre hanımı sinir etmek için ona yakın davranıyordum ya o ? Off ne diyorum ben müdüre hanımla kala kala iyice ona benzemeye başladım. Kadının  belki de bana gerçekten kanı kaynamıştır niye altında bir şey arıyorsam.

" ne alakası var beni ilgilendirmiyorsunuz  " dedi umursadığına adım kadar emin olduğum umursamaz tavrıyla

" İyiki seni ilgilendirmiyoruz bugün aynı şeyi üç kere sordun " dedi nil gülerek

" Sorduğumu unutmuşumdur "

" Yersen "

" Neyse nil şimdi seninle tartışmayacağım "

" Tartışa biliriz benim için sorun değil "

" Neyse hadi kalkın yemek yiyelim " dedi müdüre hanım ilk defa gergin bir hava yaratmak yerine gergin havayı dağıtmaya çalışmıştı açıkçası şaşırmıştım

" Bence de ben de çok acıktım " dedim onun bu çabasına destek olmak için ama  gerçekten de çok acıkmıştım.

" Konuştu centilmen kızımız yoksa yine sen mi ödeyeceksin masrafları " dediğinde sinirle gülümsemiş nile doğru dönerek

" Her gün nasıl katlanıyorsunuz anlamıyorum " diyip yürümeye başlamıştım. Nil de arkamdan koşarak gelip koluma girmiş müdüre hanımın duyabileceği bir ses tonuyla

" Siz nasıl katlanıyorsanız öyle " diyip gülmüştü. Müdüre hanımın şuan sinirden patladığına emindim.

" Aferin kız sana işte böyle hiç bir zaman altta kalma" demişti yanağımı sıkarak. Bir abla gibi benim tarafımda olması beni mutlu etmişti. Müdüre hanım hızla arkamızdan yetişerek

" Sen az önce onu bana mı dedin " dedi yanımda yürürken

" Neyi " dedim anlamamazlıktan gelerek

" Sence neyi melisa "

" Neyi derya "

" Derya diyor bir de çıldırıcam "

" İsmimle seslen diyen sendin yaşından dolayı diyorsan derya abla da diyebilirim derya abla " sinirle kafasını yukarı kaldırıp indirmiş derin bir nefes alıp vermişti ve sinirle konuşmaya devam etmişti

" Başlatma şimdi ablana ne ablası "

" Ne diyeyim peki "

" Ne istiyorsan onu de melisa ne istiyorsan onu de "

" Tamam derya " dediğimde susmuştu. Dakikalarca hiç kimse ağzını açmamıştı. Sorduğu soruda böylelikle karambole gitmişti. Herkes susmaya devam ederek yürüyordu. Bu sessiz ortamı deryanın sorusu bozmuştu

" Ben katlanılmaz biri miyim gerçekten" diye sormuştu Kıyamam yaa içine oturmuş demek ki. Aslında az önce onu sinir etmek için öyle söylemiştim  benden olsa ben kesinlikle ona bir ömür boyu katlanırdım ama bu soruyu cevaplayamayacağım için susmuştum. Nil ise susmak yerine cevap vermeyi tercih etmişti.

İMKANSIZIM | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin