ama ezgi beni kolumdan bacağımdan çekiştirip dışarıya çıkardı dışarı çıktığımızda oflayarak kafamı kaldırıp etrafa gözlerimi gezdirmeye başladım
" aaa turuncu kafa " ezgi dediğim şeyle kafasını kantin tarafına çevirdi sonra
" lan insan sevdiği kadına turuncu kafa dermi amk "
" lan heycandan ne dediğimi bilmiyorum " diyip yerimde zıpladım ezgi bu hallerime gülüp
" bir de hoşlanıyorsun dediğimizde ne alaka diyor" ona göz devirip karşımda duran güzeller güzeli kadını izlemeye başladım ama ezgi durmuyordu ki izleyeyim
" hadi daha yakından görelim yürü burda direk gibi duruyoruz " dedi itiraz etmeden kantine doğruyu yürümeye başladım tam müdürün önünde durmuştuk ezgi hemen
" merhaba hocam nasılsınız "demişti ben ise saf saf kadının yüzüne bakıyordum allahım bu ne güzellik neler neler yaratıyorsun tü tü tü maşallah demiştim müdür
" kime maşallah melisacım "
" ne " diyebilmiştim sadece içimden inşallah bunları sesli düşünmemişimdir diye dualar etmeye başlamıştım.." tü tü tü maşallah dedin ya "
" ha şey ben onu şeye dedim seda hanıma" kantinciyi göstererek
" baksanıza kombini çok güzel olmuş " diyip salak saçma bir açıklama yapmıştım kadının üstünde ise düz siyah bir kazak vardı kafasında ise kırmızı oyalı bir eşharp vardı seda abla muhtemelen 40 küsür yaşlarında vardı ama yaşını fazlasıyla gösteriyordu gözleri dudak kenarları alnı hep kırışmıştı yüzünde yılların yorgunluğunu taşıdığı çok belliydi kadını incelerken aslında ona biraz üzülmüştüm seda abla ise bizi duymuş bana " teşekkür ederim kızım " demişti sanırım mutlu olmuştu müdür ise az önce olanları anlamamış olsa gerek kaşlarını kaldırmış bize bakıyordu sonra ezgiye dönüp
" merhaba canım sen yeni gelen öğrenci olmalısın "
" evet hocam "
" güzel umarım okulumuzu beğenirsin "
" güzel hocalarımız ve güzel bir müdürümüz varken okulu beğenmeme gibi bir ihtimalim bile olmaz hocam "demişti şaşkınlıkla yüzüne bakmıştım hayırdır amk bu müdüre mi yürüyordu yoksa bana mı öyle geliyordu sanane güzelliğinden sanaaaaneee diye içimden çığlık atıyordum resmen sonra bu dediğine göz devirip etrafa bakmaya başladım çünkü sinirden ellerim titremeye başlamıştı bile müdüre hanım
" sağ ol ezgicim sevindim o zaman " diyip gülümsedi bir kaç dk daha konuştular müdür " elin nasıl oldu ufaklık " diyip ellerimi tuttu
" iyi " demiştim sadece çünkü gerçekten şuan çok sinirliydim resmen elimi tutmuş olmasının heycanını ve mutluluğunu bile yaşayamıyordum
" ama elini sarmamışsın yine " diye kızgın bir tonda konuşmuştu ben ise umursamayarak
" gerek yoktu iyi zaten elim " dedim ama beni şuan odasına çağırıp elime pansuman yapması için dua ediyordum noooluıuur beni odana çağır kadın noluuurr diyordum içimden
" anladım sargıdan sıkıldıysan bari krem sürmeye devam et " dedi anlaşılan dualarım kabul olmamıştı kafamı salladım zil çalmıştı herkes yavaş yavaş sınıflara girmeye başladı ezgi de koluma girmeye çalışmıştı ama kolunu itmiştim"ne oluyor melisa "
" sana sormak lazım ezgi ne oluyor "
" ne "
" o gereksiz samimiyet neydi öyle yok sizin gibi güzel müdür falan filan "
"öylesine söyledim melisa gözüne girmek için tenefüslerde falan senin bahanenle yanına gidince konuşacak bir samimiyetimiz olsun diye "
" anladım "
" valla lann melisaaa valla kötü bir niyetim yoktu "
"tamam ezgi sus sinirliyim "
" çen kıskandın mıı hııı bebiş " diyip gülüyordu
" daha fazla sinirlendiriyorsun " diyip göz devirdim o ise
" aman ezgi ne takıldın üff ben olgun karı sevmiyorum ne yapayım müdürü benim ilgimi çeken başkaları var "
" anladım " dedim
" ee kim olduğunu sormayacak mısın "
" duymaktan korkuyorum o yüzden hayır "
" niye lan " diyip gülmüştü
" sen ayran gönüllüsün ezgi tüm güzel kızlara ve yakışıklı oğlanlara verecek mavi boncuğun var duygularından emin olmadan ireme açılma lütfen üzülmesini istemiyorum çünkü arkadaşımız "
" ohaa irem olduğunu nerden anladın "
" kaç yıllık arkadaşımsın ezgi bakışlarından bile ne bok olduğunu anlıyorum ben "
" doğru " dedi kafa salladım
" dediğinde de haklısın zaten şuan basit bir hoşlantı tuhaf bir kız saklı kutu gibi dikkatimi çekiyor sadece "
" umarım sadece dikkatini çekiyordur ve vazgeçersin bu hevesten "
"vazgeçtim bile " diyip gülerek sınıfa geçti
ama ben ezgiyi tanıyorsam hoşlandığı kişiyi elde etmeden vazgeçmezdi umarım bu olayın sonunda üzülen irem olmaz..
her şeyi boş verip son derse girmiştik ders gayet verimli ve güzel geçmişti ve zil çalmıştı ezgi ve ben birlikte çantalarımızı toplayıp çıkmıştık müdür yine kapıda öğrencileri uğurluyordu ezgi kulağıma eğilip
" seni şanslı piç " diyip güldü
müdürün yanından geçerken ezgi
" iyi akşamlar hocam " demişti ben ise sadece gülümsemiştim müdür de " iyi akşamlar " demişti yavaş yavaş okul çıkışına doğru yürürken arkamdan bi ses
" melisa " dediğinde dönüp bakmıştım müdür bana sesleniyordu hemen hızlı adımlarla yanına gittim
" efendim müdür hanım " elinde ki kremi bana uzatıp
" al bakalım ufaklık bunu sabah akşam eline sür " kreme bakıp kocaman gülümsedim elinden kremi alıp
" teşekkür ederim " demiştim o da elleriyle kolumu avuşturup " önemli değil ufaklık görüşürüz " diyip yanımdan ayrıldı yaaa ama ben bu kadını yerim yaaa neden bu kadar tatlı düşünceli güzel mükemmel olmak zorundaydı ki resmen ona aşık olmak için uğraşmama gerek bile yoktu o zaten muhteşemliğiyle insanı kendine aşık ediyordu.. elimdeki kreme sırıtarak ezginin yanına döndüm meraklı gözlerle bana bakıyordu
"ne oldu lan ne dedi sanaaa "
" elim için krem verdi bana "
" ne düşünceli kadın ya "
" dimii gerçekten öyle "
" lan acaba cidden bu kadın da mı senden hoşlanıyor melisa "
" onu nerden çıkardın "
" yani ne bileyim çok fazla ilgilenip düşünüyor gibi "
" yok ya elimi o yaktı ya suçluluk psikolojisinden yapıyordur kesin "
" emin misin "
" evet ama ne sebeple yaparsa yapsın aşırı mutlu oldum :) " dedim ezgi de bana gülümsedi birlikte servise bindik yol boyunca ezgiyle sohbet edip gülmüştük ta ki serviste kimse kalmayana kadar en son ikimiz kalınca
" yarın bize geliyorsun dimi kalmak için " demiştim
" geliyorum güzelim " demişti dediğine gülümseyip yola dönmüştüm yarın babam yoktu ee okulda yoktu o yüzden yalnız kalmak istemiyordum ezginin gelmesi çok iyi olmuştu servis bizim evin önünde durunca ezgiyle vedalaşıp arabadan inmiştim okul çantamda nereye koyduğumu unuttuğum anahtarlarımı aramaya başlamıştım ve evet bulduğum kapıyı açtıktan sonra içeri girdim ve kendimi odama attım hemen üstümü çıkarıp banyoya koştum uzun bir duşun ardından üstümü giyinip kendimi yatağıma attım kendimi gerçekten aşırı yorgun hissediyordum ama mutluydum son ders ve çıkışta müdürü görmek bana baya iyi gelmişti ve bunu artık inkar etmiyordum :) ben düşünmeye devam etmek istiyordum ama gözlerim buna engel oluyordu ve kısa süren inatlaşmann sonucunda gözlerim kazanmıştı ve ben uyuya kalmıştım mutluydum beni korkutan da buydu zaten..karakterleri tekrar hatırlatayım dedim :)
MELİSA
DERYA ( MÜDÜR )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM | gxg
Teen Fiction" saçmalama ezgi o benim müdürüm ondan hoşlanmıyorum ayrıca kadın benden 20 yaş büyük " " kadını her gördüğünde tutuluyorsun melisa " " hayranlıktan o " " haa hayranlıktan kadının götüne bakıyorsun yani " . . .başlangıç : 15.04.2022