Genç adam dalgın bakışlarını yoldan ayırmadan arabasını sürerken orman yolunda yavaş adımlarla ilerleyen karartıyı fark etti. Demir omuzlarını düşürmüş halde bakışlarını yerden kaldırmadan öylece yürüyordu. Kısa kollu tişörtüne rağmen dışarıdaki soğuğun farkında değil gibiydi. Evden çıktığında aklı başında olmadığından ayakkabı da giymemişti. Gerçekten de çıplak ayakla geri dönmeyi mi düşünüyordu? Hem de bu soğukta? Azer dakikalar önce aldığı tepkiyi düşünürken sağ yanağının iç kısmını ısırdı. Gitmesi gerekiyordu. Onu umursamadan gaza basıp gitmeliydi ama yapamıyordu. Elleri direksiyonu bembeyaz olana kadar sıksa da ayağı bir türlü gaza yüklenemiyordu. Birbirlerini yumrukladıkları zamanlarda bile dimdik duruşuna hayran olduğu adamın çökmüş halini görüyorken onu geride bırakmaya gönlü el vermiyordu. Kendisine küfürler savurarak arabayı adamdan birkaç adım önde durdurup dışarı çıktı.
Sonunda bal gözler yerden kalkmış, gencin yeşilleriyle buluşmuştu. Tam o anda Azerin nefesi kesildi. Demirin yanakları sessizce akıttığı yaşlarla ıslanmış, bal gözlerinin çevresi kan çanağına dönmüştü. Ağladığının farkında bile değildi. Bu yüzden Azerin bakışlarının değişmesinin nedenini anlamamıştı. Kaşlarını çatarak "Ne var yine?" diye sordu ters bir ifadeyle.
Bir insan kendisine nasıl bu kadar yabancı olabilirdi? Ağladığının farkında olmamak ne demekti? Anlamıyordu Azer. Yeşilleri genci baştan aşağı süzerken ne kadar yorgun olduğunu bir kez daha fark etti. Dakikalar önce söyledikleri yüzünden kırgın olsa da şu an bunun zamanı olmadığını kendine hatırlatarak derin bir nefes aldı. "Bin şu arabaya. Evdekileri yeterince korkuttun. Yürüyerek gidersen sabah olacak," dedikten sonra başıyla arabasını işaret etti.
Gencin teklifi Demirin kaşlarının çatılmasına neden oldu. Yıllardır tanıyordu onu ve Azerle ilgili değişmeyen tek şey gururunu her şeyin önünde tuttuğuydu. Durum böyleyken nasıl oluyordu da az önce söylediklerine rağmen hala ona yardım etmek istiyordu? Evet, yine peşine düşebilirdi ama tek nedeni söylediklerinin hıncını almak olmalıydı. Yolunu kesip suratının ortasına yumruk atmalıydı. Büyük ihtimalle sonu yine karakolda bitecek bir kavga başlatmalıydı. Onların bildikleri tek yol buydu. O zaman neden... Sadece aklın karışmış, huysuz şirin. Sadece aklın karışmışken neden benim için gururunu yok sayıyorsun?
Teklifini reddetmek için dudaklarını araladığı sırada Azerin yeşillerini çevreleyen korkuyu gördü. Onu evine götürmek istiyordu ve bunu yaparken az önce Demirin bilerek, isteyerek ezdiği gururunu ayaklar altına alıyor, bir yandan da korkuyordu. Reddedilirse kendini düşüreceği konumdan, hissedeceği kırgınlıktan ölümüne korkuyordu. Öyle ki, duyguları gözlerinden okunuyordu. Demir yapması gerekeni biliyordu. Hemen burada dudaklarından dökülecek tek kelime Azerin ondan bir daha dönmemek üzere gitmesini sağlayabilirdi. Hayır dediği anda arabasına binecek ve gidecekti. Onu ne halde görürse görsün yanına yaklaşmayacaktı. Gözlerindeki korku yaşanacakları haykırıyordu. İstediği fırsat sonunda Demirin eline geçmişti işte.
Dudakları aralarındaki iletişimi sonsuza dek bitirmek için aralanırken sol göğsünde hissettiği ağrıyla iki büklüm oldu. Hissettiği acıya dayanabilmek umuduyla alt dudağını ısırsa da dizlerinin üzerine çökmüştü. Azerin gözleri Demirin yere yığılışıyla büyürken bir an kıpırdayamadı. Az önce hissettiği korkunun ne kadar boş olduğunu fark ettiren başka bir korku kalbinin orta yerine yumruk misali inerken "Sırık!" diye bağırarak ileri atıldı. Hızla dizlerinin üzerine çökmüş adamın yanına ilerlediğinde bir eliyle ensesini, diğeriyle de yumruk yaptığı elini tuttu. Genç adam kesik kesik nefesler alıyor, boştaki elini göğsüne bastırıyordu acısını geçire bilecekmiş gibi. "Demir, bana bak. Aç gözlerini. Bak bana. Neyin var?"
Kalbini sarıp sarmalayan acıya dayanabilmek için kendini yapabildiği kadar kasan adam Azerin dudaklarından dökülenlere itaat ederek bal gözlerini araladı. Yeşiller endişeyle titreyerek ona bakıyordu. Dudaklarını durmadan oynattığını görse de ne dediğini duyamıyordu. Ağrısı öylesine artmıştı ki, kulakları uğulduyordu. Üstelik geçmişe ait olduğuna emin olduğu sesler de kendine gelmesi için asla yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liman [B×B]
General FictionYıllardır tanıdığı adamın düşündüğünden çok farklı biri olduğunu en acı anında fark eden gencin kendini var olduğundan habersiz olduğu duyguların ortasında bulmasıyla başlayan bir hikaye... {02.01.2022}