Durmadan sağa sola yürürken gözlerim kan çanağına dönmüştü. Hastaneye gidemeyeceğimiz için Şeref abinin kapısını çalmak zorunda kalmıştım. Onun kimseye haber vermeyeceğine güveniyordum. Demir Uğuru yumrukladığı zaman olduğu gibi yaşananlar aramızda sır olarak kalacaktı. Bunun sözünü almıştım.
Şeref abi neredeyse kırk dakikadır harabenin salonunda Demirle ilgileniyordu. İlk dakikalarda benim de yardımımı istemişti fakat endişemin yardımdan çok zararı olduğunu anlayınca dışarı çıkmamı istemişti. Bir ara gerekli malzemeleri almak için eczaneye de gitmiştim. Geri kalan tüm dakikalarda korkum delirmeme neden olacak kadar büyümüş, ruhumu sarmıştı. Sonunda salondan çıkmasıyla adımlarımı ona doğru yönlendirdim. Eğer durumu iyi değilse ne olursa olsun hastaneye gidecektik.
"Durumu nasıl?"
Şeref abi sıkıntıyla saçlarını karıştırıp "İyi değil, Azer," dedi. Tıp okuduğu için yıllardır mahalleden, mahallenin gençlerinden uzaktı ama hepimizi tanıyordu. Demir de en sevdiklerinden biriydi. "Yüzük parmağıyla birlikte kaburgasında da kırıklar var. Ezilen kısımları saymıyorum bile. Saatlerce tekmelenmiş gibi. Sopayla vurulmuş, sırtında izlerini gördüm. İç kanama ya da beyin kanaması geçiriyor olabilir. Hastanede ciddi şekilde kontrol edilmesi gerekiyor. Belki de ameliyata alınması gerekiyordur. Neden beni çağırmak yerine hastaneye götürmedin?"
Şeref abinin dudaklarından dökülen her kelimeyle boğuluyormuş gibi hissederken zorlukla "İstemedi," diyerek sorusunu cevapladım. Bir insan başka bir canlıya bunu nasıl yapabilirdi? Ne istemişlerdi Demirden? Onu yıllardır düşman bilmeme rağmen ne kadar güzel bir kalbi olduğunu biliyordum. Kimseye zarar vermez, veremezdi. Bu hale getirilmeyi hak eden onlarca insan tanıyordum ve kesinlikle Demir Çalışkan o listede değildi. "Nedenini bilmiyorum ama hastaneye gitmek istemedi. Polisin işe karışmaması gerekiyormuş."
"Başı belada mı?" Dolan gözlerimi görünce derin bir nefes alarak ellerini omuzlarıma yerleştirdi. "Azer, Demir mahalle kavgaları dışında hiçbir şeye bulaşmazdı. Bu hali ne? Kime bulaştı? Neyin hıncını almak için gencecik çocuğu bu hale getirmişler?"
"İnan, bilmiyorum. Geldiğinden beri ters giden bir şeyler vardı ama ne kadar sorarsam sorayım cevap alamadım. Kendisi söylemediği sürece öğrenemeyiz de. Lütfen, şimdilik sadece ne yapacağımıza odaklanalım."
"Ne yapacağız ne demek lan?!" Yüksek sesle konuşursa Demirin duyup bizi engelleyebileceğini fark edince duraksadı. "Tabii ki hastaneye gideceğiz. Böyle kalırsa verdiği hangi nefesin son olduğunu bile anlayamayız, Azer. Durumu o kadar kötü."
"Hastane olmaz."
Duyduğumuz sesle bakışlarımızı harabenin salonunun girişinde duran Demire çevirdik. Bir eliyle karnını tutuyor, diğeriyle de ayakta durabilmek için duvardan destek alıyordu. Yüzündeki kanı Şeref abi temizlediğinden tüm yaraları, morlukları ortaya çıkmıştı. Gördüklerim karşısında yere oturup küçük çocuklar gibi ağlamak istiyordum. Tamamen dağılmıştı. Şeref abinin burnuna taktığı tamponlar yeni olsa da kanla kaplıydı ve burnuyla birlikte ağzından da kan geldiğini saklama çabasına rağmen dişlerindeki, dudaklarındaki kırmızılıktan anlayabiliyordum. Demir Çalışkan resmen gözlerimin önünde ölüyordu ve yardım amaçlı uzanan hiçbir eli tutmuyordu. Saldırganlara karşılık vermediği gibi yaşamak için de çabalamıyordu. Kimse kendisi gibi cezalandırmıyordu onu. Üstelik bunları hak etmesine neden olan suç neydi, bir türlü öğrenemiyordum.
"Demirim, böyle olmaz. İyi değilsin. Hastane..."
"Şeref abi, uğraşmışsın, eyvallah ama bundan sonrasını kendim hallederim."
Şeref abi cevap olarak tek kelime edemeden hızlı adımlarla ilerleyip zorlukla ayakta duran sırığın kolunun altına girerek ağırlığını bana yaslamasını sağladım. Vücudunda yaralı olmayan çok az yer olduğundan canını yakmamak için her hareketime ekstra özen gösteriyordum. "Bu konuda söz hakkı sahibi değilsin, sırık," derken yüzümü ona çevirmiştim. Başka zaman olsa aramızdaki mesafenin azlığı gerilmeme neden olabilirdi, şu anda ise tüm odağım karşımdaki adamın yaralarıydı. "Kendini öldürmene izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liman [B×B]
Fiction généraleYıllardır tanıdığı adamın düşündüğünden çok farklı biri olduğunu en acı anında fark eden gencin kendini var olduğundan habersiz olduğu duyguların ortasında bulmasıyla başlayan bir hikaye... {02.01.2022}