•••
(Yayımlanma Tarihi; 03.06.2023)
•••| Vera Kurt |
Dudaklarımızın birbirinden kopmasının ardından ne kadar süre geçti, sık nefeslerimiz ne kadar bir süre birbirine karışarak odayı esir aldı bilmiyordum ama içimde önünü alamadığım, kontrolünü sağlayamadığım büyük bir mutluluk patlaması yaşıyordum. Dilinden dökülen, duymak için can attığım o büyülü kelimeler, elimde bir kumanda varmışçasına durup, dinlenip zihnimde başa sararken bu durumdan zerre şikayetçi değildim.
Bu hayatta sevdiğim, onun da beni sevmesini istediğim tek adam az önce korkusuzca, bütün engellerini yıkarak bana bütün şeffaflığıyla duygularını açmıştı.
Başını hareketlendirip burunlarımız temas edene, alınlarımız birbirine yaslanana kadar bedenini bana yaklaştırırken kapanmak üzere olan gözlerini aldığı derin nefesler eşliğinde huzurla yumdu. Parmaklarım tamamen içgüdüsel bir şekilde uzanıp gözlerinin altına dokunmak isterken onu rahatsız edebileceğim düşüncesi ile duraksayarak bir süreliğine havada asılı kaldı. Bakışlarım güzel gözlerini örten sık, simsiyah gür kirpiklerinde ardından da kızarık göz altlarında dolaştı.
Kusurları bile öyle muazzamdı ki.
Elimi indirmek için bir hamle yapacağım esnada sanki ona dokunma isteğimden vazgeçtiğimi anlamış gibi aramızda duran ellerini hareketlendirirken beni kendisine yaklaştırmak için bir elini yatakla belimin arasından, diğerini ise kolumun altından geçirerek bedenimi dudaklarının arasında çıkan sessiz mırıltısının aksine sıkıca sarıp sarmaladı. "Kahvaltı hazır olmak üzeredir. Kalkmak için en fazla on dakikamız var." İlk defa teklifsiz ve plansız ona çekilişim sayesinde kalbim yeniden yorucu bir mesaiye merhaba dedi. Onunla bir ömür nasıl geçerdi ki? Ya kalpten giderdi ya da kalpten. Evet her şekilde kalpten. Başka bir yolu yok gibiydi.
"Ama sen uyumalısın. Çok bitkin görünüyorsun. İki gündür uykusuzsun ve bu şekilde iyileşemezsin." Yanaklarımı havayla doldurup bir anda dışarı bırakırken sert nefesimi pervasızca yüzüne bıraktığımı ne yazık ki çok geç farkına vardım. Kanlanmış gözleri ve kızaran göz altları, yüzüne çarpan ılık nefesimle beraber ağırca aralandı ve bakışlarındaki buğunun aksine dudağının köşesinde çok küçük bir kıvrım meydana geldi. Kendi saçlarıma yapışıp kendimi bir duvardan diğerine atmak ve çarpmanın şiddetiyle yüz eşit parçaya ayrılıp bir toz bulutuna dönüşmek istedim.
Binbir kıvranma eşliğinde utançla kaçırdığım bakışlarım, dönüp dolaşıp onun huzursuz yatan bedenine düşerken gergin omuzlarına oturan beyaz gömleğinin huzursuz edici görüntüsü duraklamama neden oldu. "Nasıl da unuttum. Üzerini değiştirmeden rahat uyuyamazsın ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNFERİT
RomanceBedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...