Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Yayımlanma Tarihi; 21.09.23) •••
| Gökmen Kurt |
Bazı anlar vardır, yaşadığın mutluluğu bile buruk bir tebessümle taçlandırdığın, üzüldüğünü göstermemek adına etrafını gülen gözlerini kullanarak bir zırhla çevirdiğin ve kendini dış dünyaya istediğin şekilde sergilendiğin bazı anlar...
Yüzbaşı, aynı gecede yaşadığı bu art arda duygu karmaşasını kolaylıkla atlatabilecek bir adam değildi. Bunu onun güçsüz olduğu belirtmek için dile getirmiyordu. Değil o, kimse bunu yapamaz ya da kaldıramazdı. Vera'nın dudaklarının arasından çıkan abi kelimesindeki o üç harfin, Yüzbaşının göğüsünde var ettiği tarifsiz duyguyu ve bununla birlikte bütün yorgunluğunu, acısını, kederini bir çırpıda yok ettiğine şahit olmuştu ancak onu iyileştiren bu üç harf, kullanılma amacının kendisi için değil de Ömer için kullanıldığını anladığı anda o güzel duyguların bir anda tersine çevrildiğine de şahit olmuştu.
Yıkım.
Yalnızca birkaç saniye içinde gerçekleşen bu olayda Vera, tüm masumiyetiyle ona odaklanırken, onun düşünebildiği tek şeyin sadece bir an için Ömer'in yerinde olma isteği olduğunu da görebilmişti. Kendisini onun yerine koyuyor ve hislerininin kendi hisleri olduğunu farz ediyordu. Bu bir yıkımın başlangıcıydı.
Yüzbaşı, yaralı bir adamdı. Tek ilacı ise paylaşmakta güçlük çekeceği güzel karısının onu kabullenmesi ve sevgisiyle ödüllendirmesiydi.
Bir enkazı andıran bedeni ile tek kelime etmeden evden ayrılan Yüzbaşının arkasından kapıyı kapatırken, gergin bedeni ve birbirine giren düşünceleri eşliğinde bir süre gözlerini kapatarak düşündü. Ailesini araştırmaya başladığı zamanlarda da en az şu an olduğu kadar gergindi ancak abisinin bu kadar yakınında biri çıkacağını ya da bunun yıldızlarının bir türlü barışmadığı Yüzbaşı Arhan Miran olacağını hiç düşünmemişti.
Yorgun hissediyordu. Yorgunluğunun odak noktası bedenen değil, zihinseldi. Vera'ya bu durumu nasıl açıklayacağını ve bildiklerini onu üzmeden, acısını minimuma indirerek gerçekleri nasıl aktaracağı konusunda endişesinden kaynaklanan bir yorgunluğu vardı. Şimdi odalarına girse ve onu kollarına alıp güzel saçlarını sevse aklını yoran bu yorgunluğu geçer miydi? Belki de. Belki de hissettiği yorgunluk yalnızca onu kollarının arasına alana kadar sürecekti. Belki de Yüzbaşının muhtaç olduğu o eşsiz sevgiye tam şu anda kendisi muhtaçtı. Yalnızca birkaç saat.
Rotasını oluşturan adımları antrede hareketlendiği esnada binada küçük bir hareketlilik sezdi. Adımları aniden durakladı ve bakışları omzunun üzerinden kapıya çevrildiği esnada kapının hafif dokunuşlarla iki kez çalması bir oldu. Kaşları çatıldı ve bedenini çevirerek yeniden kapıya yöneldi.