acting your best behaviour

3.1K 330 449
                                    

Jisung, elinin üstünde gezdirdiği buzun soğukluğuyla titredi. Doktor bunu yapmasını ona söylememişti, internetten edindiği bilgiler doğrultusunda bunu denedi. Yaklaşık bir saattir ara vererek aynı işlemi gerçekleştiriyordu, Minho'nun geleceğini söylediği bir saat öncesinde başlamıştı.

Onu üç kere arayan numara Minho'ya aitti. Jisung, ne zaman geleceksin odada seni bekliyorum, demişti. Yaşananlardan haberi yoktu. Jisung, neden gelemeyeceğini anlattığında onu beklemesini ve geleceğini söyledi. Ama bir saat olmuştu. Jisung, tabii ki ona ev adresini vermemişti, gelmemesini söylemişti. Daha önce de belirttiği gibi şimdi de ona güvenmiyordu. Minho'yu tanımadığı için tepkilerini analiz etmekte zorlanıyordu, yaşananlardan haberi var mıydı yok muydu emin değildi. Neden gelmesi gerektiğini de anlamamıştı. Aklına gelen tek düşünce Felix ile bağlantılıydı. Minho'nun Felix'e zorbalık yaptığı dönemlerde Hyunjin'le yakınlaşmıştı. Şimdi de aynı taktiği Jisung üzerinde mi uyguluyorlardı? Planları buysa aptal olmalıydılar. Jisung, sahip olduğu ikili arkadaş grubunun daha mantıklı olanıydı. Felix'ten daha çok incindiği için olaylara daha temkinli yaklaşıyordu. Şimdiki gibi.

O, tuvaletteyken çantasını karıştırıp telefonu bulmuş olabileceklerinden korktuğu için telefonu klozetin arkasındaki hazneye saklamış, işten kazandığı paraların olduğu çantayı dolabın altında açtığı oyuğa gizlemişti. Minho'nun gelişiyle ilgili aldığı bir diğer önlem de sağ elindeki beyzbol sopasıydı. Ellerinden birini kullanamıyordu, belki bunun avantajını sağlamak için geliyordu.

Jisung, hiç rahat değildi. Sürekli yatağından kalkıp camdan dışarıyı kontrol ediyordu. Minho, ev adresini sormadan ona geleceğini söylemiş, nereden bildiğini soramadan telefonu kapatmıştı. Neden geldiği, nereden bildiği... Bu sorular Jisung için cevaplanmamış sorulardı. Gözü elinden damlayan buzun suyuna dalmışken kapı zili çaldı. Jisung, gözlerini dolaba dikerken kalktı. Paranın güvende olduğunu doğrulamak istiyordu. Elindeki sopayı sıkıca tutup daha sonra elini gevşetip yatağı ve duvar arasındaki boşluğa yerleştirdi. Tek oda olan evi sayesinde Minho bu odaya gelecekti. Eğer ona yanlış bir harekette bulunursa şansı varsa Jisung sopaya uzanıp kendini kurtarabilecekti. Bu kesinliği olmayan bir plandı. Minho, Jisung için fazlasıyla güçlüydü. Jisung'a ait zayıf bedenin beli, diğer çocuğun sadece bacakları kadardı belki. Onun için Jisung'u alt etmek zor olamayacaktı.

Jisung, kapının yanındaki aynadan kendini kontrol etti. Kolsuz tişört ve kısa siyah şort giymişti. Minho, ona vurursa oluşacak izlerin belirgin olması gerekiyordu. Minho, geleceğini söylediği an vücudunun her bölgesinin fotoğrafını çekmişti. Kapıya yaklaşıp kapı değiliğinden geldiğini bildiği kişiyi kontrol etti. Minho'ydu. Olmamasını ummuştu. Kapı kilidini üç kere çevirip kapıyı vücudunun yarısını gösterecek kadar açtı. Minho'yu eve almadan önce onu kontrol etmek istiyordu. Eve almayı bile düşünmüyordu aslında. Olabileceklerden biriydi sadece.

Minho; buruk gülümsemesi, dağınık saçları, dağılmış-yırtık kıyafetleri, patlamış kaş ve dudağıyla Jisung'u süzerken Jisung da karşısındaki çocuğun halini sorguluyordu.

"Neden buradasın?" Minho, kendini toparlanası gerektiğini farketti, kafasını eğip ellerini cebine sokarken Jisung'un sorusunu cevaplamak için kafasını kaldırdı.

"Sorumluluğumun peşindeyim." Jisung, ne dediğini anlamadı. Kaşlarını çatarak ona baktı. Dudaklarını da biraz büzmüştü.

"Ne sorumluluğu?"

"Cezamızı unuttun mu, Han Jisung? Onunla ilgilenmemiz lazım." Jisung, karşısındaki çocuğun onunla dalga geçiyor olduğuna inanmak istedi ama çocuk ciddi ifadesiyle ona bakıyordu. Jisung; ona ezilen elinden bahsetmiş, okula gelemeyeceğini, projeye bir süre devam edemeyeceğini söylemişti. Minho'da buraya kadar ona kendi sorumluluğunu yaptırmaya gelmişti.

villain ㄲ MINSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin