Jisung, bar taburesinde geriye yaslandı aradığı kişiyi bulabilmek için. Alkolle tanışan çocuğun gözleri ona istediği performansı vermiyordu. Etraf bulanık, ışıklar dağınıktı. Her yer şimdiden sallanıyordu, müzik başını ağrıtmaya başlamıştı. Önündeki masanın kenarlarını sıkıca tutup biraz daha geri yaslandı. Felix'i kalabalığın arasında bulmayı bekliyordu. Herkesin ortasında duran bir sarışını bulabileceğini sansa da yanılmıştı. Eli kaydı, onu düşmekten beline yerleşen el kurtardı. Jisung, dengesini sağladıktan sonra onu tutan kişiye baktı. Tanıdığını düşündüğü kişi o toparlandıktan hemen sonra elini çekmişti, sanki bir ateşe dokunmuş gibi hızlıca ayırmıştı.Minho, Jisung'un yanındaki tabureye oturdu. "Selam." Jisung, ona baktı. Alkolün etkisinden mi emin olamadan Minho'nun güzelliğinden etkilenmişti. Ağzında mütemadiyen döndürdüğü bir şeker vardı, dudakları onun ıslaklığıyla pembeleşmiş, canlanmıştı. Jisung, kafasını salladı selamını almak için. Önüne döndü.
Felix, buraya gelecekleri zaman kimlerle olacağını söylemişti. Jisung, bu yüzden gelmişti buraya, Felix'i bu kurtlara yem etmemek için. Fakat arkadaşı kısa bir süre içinde henüz flört ettiği çocuk olan Hyunjin'le ortadan bir anda kaybolmuş, Jisung'u yalnız bırakmıştı. Minho ve Chan'ın da buralarda olduğunu biliyordu ama yanına gelmemişlerdi, şu ana dek.
"N'aber?" Jisung, omuz silkti soruya.
"İdare eder. Felix'i gördün mü?" Jisung, cümlesini bitirdikten sonra ona baktığında barmene elini kaldırdığını gördü. Henüz lise öğrencisi olan bu çocuğun nasıl bunları yapabildiğini merak etti, Felix ve kendisini de Hyunjin sokmuştu. Sık gelip, bildikleri bir yer olduğunu düşündü.
"Gördüm, Hyunjin'le arkaya gidiyorlardı."
"Neden, ne var arkada?" Jisung'un aklına gelen bir konu vardı ama fesat olmamayı tercih etti. Ve onların henüz küçük olduğunu düşündü, hepsi küçüktü.
"Arkada odalar var, oraya gitmişlerdi." Jisung, kendini itip ayaklarını yere değdirdi.
"Biz de gidelim." Dengesi bozulduğunda tekrar beline sarılan el kurtardı onu yerden.
"Biz mi?" Jisung, Minho konuştuğunda aralarına giren elmalı şeker kokusuyla yutkundu. Çok yakınlardı, karşısında eşcinsel olduğunu bildiği biri duruyordu. Belki öpseydi ona karşılık verirdi belki de sevgilisi olduğu için okulun zorbası tarafından dövülürdü. Evet, alkolün etkisiyle unutmuştu onun kim olduğunu. Jisung, sık sık unuturdu geçmişi. İnsanları o an gördükleriyle bağdaştırır, ona göre davranırdı. Jisung, Minho'yu göğsünden ittirdi. Fakat zayıftı başarısız kalmıştı. Minho'nun ağzındaki tatlı şeker kokusu tekrar girdi aralarına. "Bu kadar güzel gözüktüğünü fark etmemiştim."
"Hm?" Minho, gülüp ikisinin de doğrulmasını sağlayıp çocuğu oturtu. Jisung, bir daha konuşmamasını umuyordu. Elmalı şeker en sevdiği aromaydı, konuştukça canı çekiyordu.
"Hiç, 'Neden oraya gidelim?', dedim." Böyle demediğini ikisi de biliyordu.
"Neden oradalar?"
"Sevişiyorlardır."
"Hm?" Jisung, gözlerini büyüttü.
"Bu çok normal." Hayır, değildi. Jisung için hiç normal değildi. Üstelik hala hoşlandığı birinin başkasıyla o derece yakın olduğunu düşünmek onu iyi hissettirmemişti. Felix'e sinirlendi. Önündeki bardağa uzandı, daha önce yarısına kadar boş olan bardağın şu an tamamen dolu olduğunu fark etti. İçindeki sıvı da farklı bir renkte gibiydi. Aldırmadı, alkolün etkisiyle yanılabileceğini düşünüp uzandı. Tuttuğu bardaktan büyük bir yudum aldı, filmlerde ve dizilerde sık sık görmüştü bunu. Baş kahraman sinirlendiğinde diklerdi kafasına fakat içerken fark etti, bu iğrenç sıvının ne gibi bir faydası olabilirdi? Suratını ekşitip bardağı bıraktı, önünden itti. Yanından gülme sesi gelene kadar Minho'yu unutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
villain ㄲ MINSUNG
Fanfic[şiddet, cinsellik, argo, istismar, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, yetişkin içerik] "Neden insanlardan bir canavara dönüştüğüm için özür dilemeliyim? Kimse beni buna sürüklediği için özür dilemedi." [Bu kurgu, kişi ve kurumlardan bağıms...