Bir Yıl Önce...
Sekreter Beyza Hanım patronun odasının kapısını iki kez tıklatıp kapıyı araladı ve içeri girdi. Takım ceketimin düğmelerini ilikledikten sonra kravatımı da düzeltip kadının peşinden içeri girdim.
Oda gerçekten genişti. Yerler göz alıcı fayanslarla döşenmiş, duvarlar petrol mavisine boyanmış ve içerisi oldukça modern mobilyalarla dekore edilmişti.
Odanın ortasındaki devasa ahşap masanın arkasındaki deri koltukta oturuyordu şirket müdürü. Üzerinde şık bir takım elbise vardı. Gençti, muhtemelen otuz yaşına bile girmemişti. Koyu kahverengi saçlarından tutamlar sarkıyordu alnına; sakalları ufaktan boy göstermeye başlamıştı, kahverengi gözleri bıkkınca bakıyordu. Sade, ışıltısız bir tene sahipti, burnu hafiften kemerliydi, kaşları özenle yolunmuş ve uç kısımları yukarı doğru sabitlenmişti; dudakları sıskaydı ve renkleri atmıştı. Ferah bir yüzü vardı. Aklınızdan çıkması kolay olmazdı.
Beni görünce gülümsemeye tenezzül dahi etmedi.
"Efendim, bu Bedirhan Bey. İş başvurusu için gelmiş. Gerçi randevuları programınıza hafta başında işlemiştim, muhtemelen haberiniz vardır." dedi Beyza Hanım.
"Evet, var." diye karşıladı patron. "Odadan çıkabilirsin Beyza." Beyza odadan çıktığında bana döndü: "Oturun Bedirhan Bey. Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk." diye yanıtladım ve koltuğa geçerken müdürün elini sıkmayı da ihmal etmedim.
"Bir şey içer misiniz?"
"Hayır, teşekkürler."
"Emin misiniz?" diye sordu.
"Evet." diye cevap verdim.
"Peki. Söyleyin bakalım, nasılsınız Bedirhan Bey?"
"Yarkın beydi, değil mi?" diye sual ettiğimde başını salladı. "İyiyim Yarkın Bey. Siz nasılsınız?"
"Sorduğunuz için teşekkürler." diye yanıtladı. "Peki, sanırım biraz formalite kısmına da icabet etmek zorundayız. Bu işi niçin almak istiyorsunuz?"
"Bilgisayarlara ve yazılıma karşı çocukluktan beri hep ilgim vardı ki üniversitede de zaten yazılım mühendisliği bölümünü bitirdim. Yani alanımda iyiyim. Ayrıca ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için paraya, para içinse işe ihtiyacım var." dedim. "Gerçi bunlardan size mailde zaten bahsetmiştim."
"Ah, evet." dedi Yarkın Bey. "O mailler. G-mailimde çok fazla var onlardan ve biliyor musun Bedirhan, sana açık olacağım: Hiçbirini gerçekten okumuyorum."
"Mailimi okumadınız öyleyse."
"Okumadım."
"Randevuyu neden onayladınız peki?" diye sual ettiğimde güldü.
"Sürprizleri severim Bedirhan." diye cevapladı. "Randevusunu kabul ettiğim her insan benim için bir sürpriz. Bazıları tatsız sürprizler, bazılarıysa birer cevher. Fakat ne olursa olsun hepsi tecrübeden ibaret benim için."
"O zaman size kendimden bahsetmem gerek, sanırım."
"Hayır, hayır." dedi. "Bırak ben seni tanıyayım."
"Nasıl yani?"
"Bu hayattaki amacın nedir?" diye sorduğunda afallamıştım.
"Açıkçası bunun konumuzla ne ilgisi olduğunu anlamadım Yarkın Bey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cruise bxb
General FictionPatronumun bana takıntılı olduğunu nereden bilebilirdim ki?