Satır aralarında buluşalım çiçeklerim, yıldızı da doldurmayı unutmayalım.✬
Keyifli okumalar🌸
Bir tarihi eseri andıran koca konağın terasında oturmuş elindeki kitabı okumaya çalışıyordu fakat sarhoş gibi esen rüzgar bir türlü fırsat vermiyordu. Şalını ve saçlarını bir o yana bir bu yana savuruyordu. Tüm dikkati dağılıyordu, odaklanamıyordu kitabına. Sinirlenmeye başlamıştı. En sonunda pes edip ayağa kalktığı sırada aşağıdan bir ses duydu."Arjîn" Aşağı bakıp,
"Efendim, anne?" diye seslendi.
"Rüzgar esiyor, üşütme. Gel, salona"
"Geliyorum" Merdivenlerden inip 2. Kattaki büyük salona doğru yürüdü. Sofrayı kuran yardımcıya,
"Kolay gelsin, Gülsüm Abla" diyip yengesinin yanına oturdu. Bu sırada Gülsüm Abla da teşekkürünü etmişti.
"Yavrum şu havada niye teras da oturuyorsun hasta olacaksın Allah korusun"
"Yeni yeni esmeye başlamıştı rüzgar" Annesine fırsat vermeden konuşmasına devam etti;
"Nursel Yengem nerelerde, kahvaltıdan sonra göremedim onu bugün"
"Garibim çok heyecanlı, yıllardır yolunu gözlediği kocası gelecek diye dört dolanıyor etrafta. Hazırlıklar, alışverişler yapıyor" dedi, Şifa Ana. Şifa Ana Arjîn'in babaannesiydi. Yetmişini geçmesine rağmen ellili yaşlarda görünüyordu. Bu yaşına göre hala dinçti, dediğim dedik birisiydi.
"Kurban olduğum yavrum geliyor, Rabbime şükürler olsun bize bugünleri de gösterdi" Cümlesi bitince ellerini havaya kaldırıp, dualar etmeye başladı, Rezan Hanım. Arjîn derin düşüncelere dalmıştı. Onun bu düşünceli halini gören Rahşan yengesi,
"Hayrola Arjîn? Niye böyle kara kara düşünüyorsun?" diye sordu. Arjîn düşüncelerinden sıyrılıp cevap vereceği sırada içeriye iki abisi ve en büyük abisi Cüneyt'in 7 yaşındaki oğlu Yağız girdi. Yağız "Halaa" diye bağırıp Arjîn'in kucağına koştu. Arjîn sıkıca sarıldı yeğenine. Abileri sırayla babaannelerinin elini öptü. Azat eşi Rahşan'ın yanına, Devran da annesinin yanına oturdu. Bir süre hal hatır sorup muhabbet ettiler. Muhabbetlerini Gülsüm'ün
"Hanımağam sofra hazırdır" lafı böldü. Önde Şifa Ana ardından, Rezan Hanım ve diğerleri sırayla sofraya oturdu. Rezan kızı Arjîn'e,
"Kızım, Nursel yengeni çağır hele de gelsin bir şeyler yesin" dedi. Arjîn,
"Tamam, anne" diyip sofradan kalktı. Ardından Şifa Ana,
"Dur hele kızım. Bırakın hazırlıklarını tamamlasın, işi bitince yer yemeğini. Rahatsız etmeyin şimdi" dedi. Arjîn kafasını tamam anlamında sallayıp yerine oturdu tekrardan. Yağız çorbasını hızlı hızlı içerken konuşmaya başladı;
"Azat Amca"
"Efendim, amcam"
"Babam yarın gelecek ya hani"
"He"
"Artık hep bizimle mi yaşayacak?" Azat yeğenine sevgi dolu bakışlarla cevap verdi,
"Evet amcasının paşası, baban artık hep burada bizle yaşayacak. Senin yanında olacak" Yağız mutlulukla kafasını sallayıp sofradan kalktı.
"Yağız nereye? Daha yemeğini bitirmedin" dedi, Arjîn. Yağız halasının yanağına bir öpücük kondurdu ve,
"Doydum ben. Annemin yanına gideceğim" dedi. Sofradakilerin cevap vermesine bile fırsat vermeden koşarak salondan ayrıldı. Herkes onun ardından gülümseyerek baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARJÎN
General FictionKİTAPTA BERDEL VE KUMA YOKTUR! Arjin DOĞANLI... Babası gözlerinin önünde öldürüldüğünde henüz 5 yaşındaydı. Yıllar boyunca unutamamıştı o sahneyi. Her geçen gün babasının katillerine kin ve nefret besleyerek büyümüştü. Fırat KOZAN... Sevdiği kızla...