Satır aralarında buluşalım çiçeklerim, yıldızı da doldurmayı unutmayalım ✬
Keyifli okumalar🌼
Tüm konak halkı teras da oturmuş kahve içiyordu. Yağız babası Cüneyt'le birlikte yüzünde güller açarak futbol oynuyordu. Herkes gülümseyerek onları izliyordu fakat içlerinde huzursuzluk vardı. Akşamki gelecek haber birilerinin kaderini belirleyecekti. İster istemez bir korku almıştı içlerini.
"Akşam olmak bilmedi bir türlü" dedi, Devran.
"Ben meraktan çatlayacağım, ne karara varacaklar acaba?" diye yanıt verdi, Rahşan. Rezan Hanım kafasını bir sağa bir sola salladı, "Ya sabır" çekerek.
"Sen otur sadece karnındaki çocuğu merak et, küçük gelin!" Yine kayınvalidesinden ters bir laf yemişti, Rahşan. Bozulduğunu belli etmemeye çalışarak,
"Peki, ana" dedi. Arjin yüzünde gülümseme ile abisi ve Yağız'a bakarak,
"Nasıl mutlular" dedi. Şifa Ana iç çekerek,
"Yüce Rabbim huzurlarını, mutluluklarını bozmasın inşallah" dedi. Rezan Hanım ellerini havaya kaldırıp "Amin" dedi.
Arjin sıkıntıdan odasına geçti. İçinde anlam veremediği bir sıkıntı vardı. Ellerini kalbine bastırdı, gözlerini kapayıp derin nefes aldı. Gözlerini açtığında karşısındaki duvarda asılı duran fotoğrafa uzun uzun baktı."Ne olursa olsun senin kanın yerde kalmayacak babam. Kim ne derse desin o soysuzların kökü kuruyana denk bu dava bitmeyecek"
"Benim de tek temennim bu" Arjin duyduğu sesle ürkerek arkasını döndü. Devran kapıya yaslanmış kardeşini izliyordu. Arjin yatağının kenarına oturdu. Devran da kapıyı kapatıp yatağın karşısındaki koltuğa oturdu.
"Davayı sonlandıracaklar mı?"diye sordu, Arjin.
"Bilmiyorum"
"Bitmemeli bu dava"
"O adi köpeklerin gebermesini istiyorum, bende. Lanet olsun karar Jiyan Ağa'ya kaldı"
"Her şeyi en iyi bilen adam o. Bu davayı başlatan o soysuzların rahat yaşamasına izin vermemeli"
"Kızım bende istemiyorum davanın bitmesini. Ama sıra onlarda bugünkü karardan sonra gelip birimizi vurma olasılıkları da yüksek"
"Tek korkun bu mu abi?"
"Hayır, tabi ki de. Sende biliyorsun bunu" Arjin hiçbir şey söylemeden abisine baktı.
Akşam olmuş, aşiret liderleri Jiyan Ağa'nın evine gitmişti. Konak da stres, heyecan gereğinden fazla vardı. Akşam yemeğini bile kimse doğru düzgün yememişti. Arjin hariç herkes konağın avlusunda oturmuş, Haşim Ağa'nın hayırlı haberlerle gelmesini bekliyordu.
"Arjin nerede? Yemekte de yoktu." dedi, Şifa Ana.
"Öğleden beri odasından çıkmadı" diye cevap verdi, Nursel.
"Hasta falan mı yoksa? Rezan Gelin, kızına bak hele ne yapıyor" Rezan Hanım telaşla ayağa kalktı.
"Tamam, ana" Rezan Hanım tam yukarı çıkacaktı ki konağın kapısı açıldı. Haşim Ağa içeri girdi. Şifa Ana hariç herkes ayağa kalktı. Rezan Hanım olduğu yerde kaldı.
"Hoş geldin, Haşim Ağa" dedi, Şifa Ana.
"Hoş buldum, Şifa Hatun"
"Geç otur hele" Haşim Ağa Şifa Ana'nın karşısındaki koltuğa oturdu. Ardından Şifa Ana diğerlerine oturmaları için işaret etti, herkes yerine oturdu tekrar. Haşim Ağa gergin görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARJÎN
Ficção GeralKİTAPTA BERDEL VE KUMA YOKTUR! Arjin DOĞANLI... Babası gözlerinin önünde öldürüldüğünde henüz 5 yaşındaydı. Yıllar boyunca unutamamıştı o sahneyi. Her geçen gün babasının katillerine kin ve nefret besleyerek büyümüştü. Fırat KOZAN... Sevdiği kızla...