salvatore ||daddy issues

four

Soğuk filtre kahvemden bir yudum daha alıp sırıttım.

Şu an üniversiteye yakın bir kafede oturuyorduk ve karşımda oturan her iki adam da benim yazdığım deneme hakkında konuşuyordu.

Atlas destekliyor, profesörümüz ise bu tür ilişkilerin yaşatacağı problemlere değinip sağlıksız olduğunu söylüyordu.

Sessiz kalıp ikilinin atışmasını izlemek nedense bana büyük bir keyif vermişti.

Ama hâlâ Atlas'ın karşısında oturuyor olmak beni delirtebilirdi.

Kullandığı kelimeler, düşünceleri, akıcı konuşması o kadar etkileyiciydi ki dünyanın en çirkin insanı olsaydı bile sadece yarım saatlik bir sohbetten sonra ona bağlanabilirdiniz.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesine benziyordu.

Ya da Tanrı direkt Atlas'tı.

Bilmiyordum.

Bakışlarını bana çevirdiğinde yudumladığım kahve boğazımda kalacaktı. Bakışları o kadar derindi ki oturduğum yerde eriyebilirdim.

"Matiz," dedi kısık sayılabilece bir sesle. "bu denemeyi yazan kişi sen olduğuna göre profesörünle fikir ayrılığı yaşayacaksın."

Bana adımla seslenmesi bile bu kadar etkileyici olamazdı.

Sadece fiziksel bir çekim hissediyor olsaydım bunu sadece 19 yaşında hormonları durdurulamayan bir ergen olmama bağlayabilirdim çünkü Atlas görüp görebileceğim en çekici adamdı.

Ama bu yalnızca basit bir fiziksel çekimden ibaret değildi.

Onun olmak istiyorum.

Dizinin dibinde oturup anlatacağı her şeyi nefes dahi almadan dinlemek istiyordum. Bana şarkılar söylesin istiyordum. Saçlarımı okşayıp kucağına alsın istiyordum. Kollarının arasında kaybolmak istiyordum.

Ve evet, tüm bunları adını bile yaklaşık yarım saat önce öğrendiğim birinden istiyordum.

Ne cevap vereceğimi bilmiyordum, duygularını yansıtmama işinde oldukça iyiydim ama Atlas karşımda oturup öylece gözlerime bakarken dudaklarımdan dünyanın en saçma cümleleri dökülecekmiş gibi hissediyordum.

Zaman kazanmak için kahvemden bir yudum daha aldım, pipeti dişlerimin ucunda ezerken ne söyleyebileceğimi düşünüyordum.

Bakışları dudaklarıma indi ve orada biraz oyalandı.

Bayılacaktım.

Pipeti derhal serbest bırakıp bir refleksmiş gibi dudaklarımı yaladım. Gözleri hâlâ dudaklarımdayken giderek kısıldı, boğazını temizledi ve bakışlarını dudaklarımdan çekip tekrar gözlerime baktı.

Bakışlarının karardığına yemin edebilirdim.

"Aslında," dedim masaya biraz daha eğilerek. "Haklı olduğu noktalar var ama bunu tamamen sağlıksız olarak nitelendirmesine asla katılmam."

Sonunda konuşabildiğimde profesör lafa atlayıp "Haklı olduğum noktalar nedir, Matiz?" diye sordu.

Boğazımı temizledim.

"Bahsettiğiniz jenerasyon farkı olabilir ya da ciddi yaş farkının ileride problemlere yol açması da olabilir. Ama tüm bunların bir ilişkide olması tamamen sağlıksız olduğu anlamına gelmez. Benim için problem iki tarafın yaşında değil, kişiliğindedir. Diyelim ki benden 20 yaş büyük biri veya yaşıtım biri hayatımda, kişiliği bok gibiyse o ilişkiyi hâliyle yürütemem."