"Seni ben büyütmek isterdim, keşke bunu yapabilseydim."
Atlas yaklaşık yarım saat önce gelmişti, kısa bir sarılmadan sonra yanımdaki salıncağa yerleşmişti.
Üstümdeki ceketi yüzünden buram buram o kokuyordum. Geldiğinde elinde bir ceket vardı ve bana uzatırken yine üstüne bir şey almadan çıktığını tahmin ettim, al bakalım ufaklık demişti.
Bu bile beni bayıltabilirdi.
O kadar uzun süredir kimse tarafından düşünülmüyordum ki bir an çok garip hissetmiştim. Senelerden sonra ilk defa biri üşümemem için yanında bana bir şeyler getirmişti.
Ve bu nerdeyse bir yabancıydı.
Şimdi de beni büyütmek istediğinden bahsediyordu.
Gerçekten bayılacaktım.
"Keşke." diyebildim sadece. Gecenin bir yarısı attığım tek mesajla yanıma gelmişti, beni düşünerek yanına ceket almıştı, etrafım tamamen o kokuyordu ve fazla huzurluydum. Konuşabildiğime şükür etmeliydim.
Yan taraftan ses gelmeyince bakışlarımı karşıdaki kaydıraktan çekip yanıma yönelttim.
Atlas salıncağa sığmaya çalışıyor, bunun için cebelleşiyordu.
Dudaklarımdan bir kıkırdama firar ederken sonunda rahat olacağı bir pozisyonu bulmuş gibi durdu ve kaşlarını çatarak bana baktı.
"Herkes senin gibi ufak tefek değil, Matiz. Ben kocaman bir adamım ve bu sikik salıncak sadece çocuklar sığabilsin diye yapılmış gibi."
Yüzümde hâlâ belli belirsiz bir gülümseme varken "Ben çocuk değilim." dedim gözlerinin içine bakarak.
Sanırım ikimiz de göz temasına bayılıyorduk.
"32 yaşındaki birine göre çocuksun."
32 yaşındaydı.
32.
Otuz iki.
Aramızda koskoca 13 sene vardı. Ben henüz bir fetüsken, o yeni yeni ergenliğe adım atıyordu.
Kendi de ona göre çocuk olduğumu vurgulamaya bayılıyor gibiydi.
"Sana göre çocuk olmam hiçbir şeyi değiştirmez, Atlas. Çocuk falan değilim ben." dedim sertçe.
Onun yanındayken o kadar ani ruh hâli değişimleri yaşıyordum ki buna ben bile şaşırıyordum. Bir an bayılacak gibi hissedip hemen sonra kendimi alevli bir tartışmayı başlatmak isterken buluyordum.
"Sinirlenme, ufaklık." dedi Atlas, şaşırmış gibi görünmüyordu, sanırım buna alışmıştı. "Sadece sana böyle seslenmeyi seviyorum."
Buna sessiz kalırken Atlas göz temasımızı kesip kendi karşısına bakmaya başladı. Ben de yan profilini seyrediyordum.
O kusursuzdu, gerçekten kusursuzdu. Kimse onda tek kusur bile bulamazdı, oturup incelese bile öyle bir şey ortaya çıkamazdı.
Acaba hislerimin farkında mıydı?
Aptal değildi, etkilenmiş olduğumu fark etmemesi söz konusu bile değildi.
Ama eminim ona tapmak istiyor oluşumdan bihaberdi.
"Gecenin bir yarısı neden konumunu bile bilmediğin bir parktasın,ufaklık? Hem de bu hâldeyken." diye sordu kısa süreli bir sessizlikten sonra.
Kafamı kaldırıp gökyüzündeki tek tük yıldızlara baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore ||daddy issues
Short Storykurtarıcı, avcı. Ageplay yok, ciddi bir yaş farkı barındırıyor. Şiddet, argo, cinsellik var. Rahatsız olanlar uzaklaşsın.