Birkaç haftadan sonra ilk defa derse girmiştim.
Değişen hiçbir bok yoktu, kedimi iyi falan hissetmiyordum sadece biraz daha devamsızlığa başvurduğum takdirde koskoca bir sene boşa gidecekti.
Dinlemek için kendime baskı uyguladığım ders sonunda bitmişti. Profesörümüzün bakışları dersin başından beri üstümdeydi ve biraz sonra bana sesleneceğinden nerdeyse emindim.
Tahmin ettiğim gibi oldu.
"Matiz, yanıma gelir misin?"
Koca sınıftaki merdivenleri yavaş yavaş inerek profesörün yanına varmıştım, daha canlı görünmek istiyordum ama oyunculuk için bile hâlim yoktu.
"Neyin var, Matiz? Haftalardır devamsızlık yapıyorsun sonra bir görüyorum seni ölüden farksızsın."
Bir yandan eşyalarını çantasına doldurup bir yandan benimle konuşan adam canımı sıkmıştı. Uzun süredir hâlimi hatrımı soran kimse yoktu ve birden sorulması garip bir şekilde kötü hissettirmişti.
"Bilmiyorum." dedim sessizce, kestirip attığım fazla belli oluyordu.
Tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Günlerdir yemek yememiş gibisin. Vaktin varsa bir öğle yemeğine çıkalım, hem öğrenmiş olurum karın ağrını."
Berbat bir ruh hâlindeydim.
Hem birileriyle konuşmak istiyor hem sonsuza kadar sessiz kalmak istiyordum.
Belki konuşmak iyi gelirdi, bilmiyordum.
"Peki." dedim yavaşça.
Gülümseyip sınıftan çıkan hocamızı isteksiz adımlarla takip ettim. Sonunda arabaya bindiğimiz zaman uyuşuk hareketlerle emniyet kemerini taktım.
Atlas'ın üstümden eğilip emniyet kemerini taktığı sahneler zihnime doluşunca derin bir iç çektim.
Bana her şeyin onu hatırlatması saçmalıktı.
Dolan gözlerimi gizlemek adına kafamı çevirdim ve yolu izlemeye koyuldum.
Çok kısa bir süre sonra araba durmuştu, salaş ve daha çok gençlere yönelik bir mekanın önündeydik. Arabadan inip sakin adımlarla mekana girdim, fazla kalabalık olmaması iyiydi.
Köşede kalan bir masaya yerleşirken "Burası Atlas'la sevdiğimiz mekanlardan biri." dedi profesör. Uzun zamandır adını duymadığım için bir an duraksadım. Profesör hareketlerimin durakladığını fark edip "Atlas'ı hatırladın mı?" diye sordu. "Birlikte senin yazdığın deneme hakkında konuşmuştuk hatta."
Unutmam mümkün müydü?
Hatırladığıma dair birkaç anlamsız mırıldanmadan sonra tamamen yerleşmiştik. Siparişlerimizi almak için yanaşan garsona şimdilik sert bir kahve istediğimi söylemiştim. Profesör de bana ayak uydurup kahve istemişti.
"Anlat bakalım, neyin var?"
Yanaklarımı şişirdim.
Hocama tabii ki sizin yakın arkadaşlarınızdan birine aşık oldum ama işler asla istediğim gibi gitmedi ve ben de şu an bu hâldeyim demeyeceğim için olayı az da olsa üstü kapalı bir şekilde anlatmaya karar vermiştim.
"Biri var," dedim gözlerimi masaya dikerek. "ama aynı zamanda yok."
Bakışlarımı masadan çekip karşımdaki adama yönelttim. Şaşkındı.
"Senenin başından beri kimseyle muhabbet ettiğini bile görmedim, Matiz." dedi sesine yansıyan şaşkınlıkla.
"Hiçbiri ilgimi çekmedi çünkü."
"İlgini çeken o kişiyi merak etmedim değil."
Tanıyorsunuz hocam, hem de çok yakından.
"Peki," dedi ben sessiz kalınca. "o mu seni bu hâle sokan?"
Gözlerimin önüne gelen bir saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırıp "Evet." diye cevap verdim. "Tüm kimyamı bozdu sonra da çekip gitti."
Duraksadım.
"Ya da ben kovdum."
Kurduğum son cümleden sonra kaşlarını çatmıştı.
"Ortada koca bir belirsizlik var, Matiz. Bu kişi nasıl biri?"
Nerdeyse içinde bulunduğumuz duruma gülecektim.
"Aramızda belli bir yaş farkı var, bunu saklamak istemiyorum." dedim ama çekinmiyordum. "Nasıl biri olduğuna gelirsek... Bilmiyorum hocam, inanın bilmiyorum."
"Aşk işte," dedi bilge bir edayla. "tam olarak bu, Matiz. Başına bir şeyler geliyor, bir takım şeyler yaşıyorsun, eşsiz şeyler hissediyorsun ama hiçbiri hakkında fikrin yok."
Kuruyan dudaklarımı cevap vermek için aralamışken hocamın gözleri arkamda bir yere takıldı, kaşlarımı çatıp yavaşça arkama döndüğümde onu gördüm.
Atlas'ı.
Nefes denen şeyin varlığını unutmuşken, kafedeki her şey birer birer silinip yok oluyorken ve görüş alanımda sadece onun tapılası bedeni duruyorken "Geçen seferki konuşmada anlaşabildiniz, şimdi de seni bu kadar kötü görmüşken Atlas'tan alacağın akıllar belki iyi gelir diye düşündüm." dedi hocamız.
Siktir.
son bir haftada sadece 3 saat uyuyabildigim icin kafayi yememe ramak kalmisti, 2 gundur uyku ilacima yeniden kavustum ve koskoca 48 saati uyuyarak/yari uyusuk halde gecirdim
kafayi resetledim
uzun zamandir bolum atmiyormusum gibi hissediyordum ayrica
her neyse
bir sonraki bolum yarin veya sonraki gun kesin gelir
kendinize iyi davranin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore ||daddy issues
Short Storykurtarıcı, avcı. Ageplay yok, ciddi bir yaş farkı barındırıyor. Şiddet, argo, cinsellik var. Rahatsız olanlar uzaklaşsın.