thirty two

2.3K 163 80
                                    

Yanımda hareketlenip beni de gıdıklandıran tüy yumağı ile uykumu yarıda kesmek zorunda kaldım. Yatakta doğrulup sırtımı başlığa yasladım ve yumruk yaptığım ellerimle gözümü ovuşturup kendime gelmeye çalıştım. Dün gece o kadar geç yatmıştık ki uyanmam normalinden zor oluyordu.

Etrafı daha net olarak gördüğümde ise beni uykumdan uyandırmaya çalışan şeyin minik kedim olduğunu fark etmiştim. "Günaydın Pisi!" Bütün enerjim ile ona günaydın diyip minik bedenini kucağıma aldım. Bugün beraber 7. günümüzdü. Ve şimdiden ona çokça bağlanmıştım. Tek sorun benim evimde değil de Jay'in evinde kalmasıydı. Çünkü annem kesinlikle kedi istemediğini söylüyordu. Gerçi Pisi'yi ona daha göstermemiştim. Belki görse aşık olurdu bu küçük yavruya. Ama her kedi muhabbetini açtığımda istemediğini söylediği için şimdilik Jaydeydi ve ben Pisi'yi görmek için okul çıkışları Jay'in yanına uğruyordum.
Annem nereye gittiğimi sorduğunda ise bu durumla ablam ilgileniyordu. Nasıl ki önceden ben onun yerine yalan söylüyorsam şimdi de o benim için yalan söylüyordu. Ki bana kalsa yalan söylemeyi bırakın söyleyecek yalan fikri aklıma gelmezdi. Ama ablam diye söylemiyorum o bu işte bir dahiydi.

Kapının açıldığını duyduğumda kucağımda sevdiğim pisiyi bırakıp gelen kişiye baktım. Jay sabah erken saatlerde olmamıza rağmen bütün yakışıklılığıyla karşımda duruyordu. "Uyanmış mı benim bebeklerim?" Beni ve Pisi'yi kastettiğini anlayıp kıkırdadım. "Aslında ben biraz daha uyuyacaktım ama Pisi izin vermedi. Daha küçük olmasına rağmen nasıl bu kadar enerjik ve oyuncu olabiliyor?"

Ufak bedenini avucumun içine aldım ve havaya kaldırdım. Patilerini hafif hafif oynatırken o kadar tatlı duruyordu ki yaklaştırıp turuncu yumuşak tüylerinin arasına öpücük kondurdum. "Daha ben günaydın öpücüğümü alamadan Pisi kaçıncı öpücüğünü alıyor." Jay, huysuzca söylendiğinde Pisi'yi kucağıma bırakıp şaşkınca Jay'e döndüm. Gözleri benim üzerimde değil de yatağının karşısındaki cama dikiliydi. Şu an beni bir kediden mi kıskanıyordu? Ellerimi dudağıma bastırıp gülümsememi engellemeye çalıştım yoksa bunu fark edip trip atabilirdi.

"Ama Heeseung hyung bana söylemişti de ben dinlememiştim. Meğersem doğruymuş." Buradan tam bir kıskanç bebeğe benzeyen sevgilime yaklaşmak için Pisi'yi güvenli bir yere bıraktım ve kollarımı Jay'in beline sarıp çenemi koluna yasladım. "Neymiş doğru olan?" Duruşunu asla bozmazken yandan bana bir bakış attı.

"Kedilere aşık biriymişsin."

Evet, kedilere aşıktım ama ona olan aşkımla kedilere olan aşkım bir değildi ki?

"Haklısın, doğru söylemiş."

Büyük ihtimalle böyle bir tepki beklemediği için bana dönüp "Öyle mi?" dedi. "Öyle, hem sen de benim kedileri çok sevdiğimi bilmesen neden alasın ki? Değil mi?" Küçük kıskançlık oyunumu sürdürürken alttan alttan bozulan yüzünü izlemek çok eğlenceliydi.

Gülümsemek için beni zorlayan   dudaklarımı ne kadar birbirine bastırmaya çalışsam da Jay ona yaptığım oyunu anlamış ve gözlerini devirip beni kucağına çekmişti. Kollarımı hemen boynunda birleştirdim. "Pisi'nin oyuncu olduğunu söylüyorsun ama asıl oyuncu kedi sensin."

"Oyun yaptığımı da kim söyledi?" dedim, bir müddet daha oyunumu devam ettirerek. "Jungwon, beni şu kadarcık kediye düşman etme güzelim." 

En sonunda kahkahamı serbest bırakıp güldüm. "Jay... O kadar tatlıydın ki kıskanırken..." Başımı arkaya atıp gülerken arada konuşmak epey zordu. "Bildiğin seni öpmediğim için kediyi kıskandın..." Elimi karnıma götürüp gülmemi durdurmaya çalışırken doğruldum ve sesi çıkmayan sevgilime baktım. Yüzündeki huzurlu tebessümle beni izliyordu.

my friend's brother | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin