Çok düşünülmüş ve değiştirilmiş bir bölüm aşklarım,
umarım hoşunuza gider emin olamıyorum
iyi okumalar <3
*
Elimdeki planlama dosyasını koltuğa bıraktım ve kalemi çevirmeye başladım. Önümüzdeki projeler ile ilgili üstünden geçmem gereken detaylara bakıyordum ama hemen sıkılmıştım. Fazla yoğun bir programımız yok gibiydi bu ay. Olsa da adapte olabileceğimden emin değildim, dün soğuk stüdyoda uyuyakaldıktan sonra boynum tutulmuştu ve eve geldiğimde dayak yemiş gibi hissediyordum. Yetmezmiş gibi diğerlerinin soru yağmuruna tutulunca yeterince bütün geceyi Taehyung'un dizinde ağlayarak geçirmiştim. Diğerlerinin beni izlerken nasıl üzgün olduğunu biliyordum.
Yoongi'nin ne grup evine ne de kendi evine gitmeyip stüdyosunda kalması da cabasıydı, her şey daha kötü nasıl ilerleyebilirdi bilmiyordum ama şu an yeterince kötüydü. İki gündür yüzünü görmemiştim, diğerleri de bu durumdan rahatsızdı.
'Bu kadar dalgın olma Jimin-ah. Eminim düzeltmenin bir yolu vardır.'
Hoseok'un sevecen sesine karşılık gülümseyip başımla onayladım. Koskoca evde sadece ikimiz vardık, herkesin bu boş gününü geçirecek güzel planları vardı. Gerçi hepsi planını ekmekte ısrarcıydı, benimle kalmak istiyorlardı. Ben istemediğimi söylemesem başımda akşama dek otururlardı emindim.
Normalde benim de Yoongi ile bir şeyler yapıyor olmam gerekiyordu, aslında her boş günümüzde yaptığımız gibi odamızdan çıkmayıp tüm günü yatakta geçirirdik. Birbirimize sanki ilk sefermiş gibi dokunurduk, birbirimize şarkılar söyleyip uyurduk, uyandıktan sonra yine yatakta bir şeyler yer ama hiç çıkmazdık. Bizim için boş gün birbirimizle iyileşmek demekti, eskiden öyleydi gerçi. Artık öyle değildi.
'Taehyung ve aktör arkadaşları yakında bir mekanda yemek yiyecekler. Evde iki sap kalmamıza üzüldü herhalde, gelmek ister misin?'
Başımı olumsuz anlamda salladım, üsterlemeyeceğine adım gibi emindim. Ve düşündüğüm gibi de olmuştu, saçıma öpücük kondurup evden çıkmıştı. Yalnızdım, yalnız olmak istiyordum. Yoongi'de yalnızdı, ikimizde bir yerlerde yapayalnızdık. Tüm evren bana sırtını dönmüş gibi hissediyordum, benim her şeyim Yoongi olmuştu.
Telefonumu elime alıp kurcalamaya başladım. Sıkılıyordum, boynum ağrıyordu ve yetmez gibi ağlamak istiyordum. Daha kaç gün böyle olacaktım emin değildim ama her şey çok yeniydi. En azından bugün kendimi tutup ağlamamayı başarıyordum.
Ekrana düşen bildirim ile odağımı telefona çevirdim. 'Coldplay-The Scientist tekrar oynatılsın mı?' yazısına tıkladım. Anladığım kadarıyla geceden beri başa sarıp bu şarkı oynuyordu Yoongi ile ortak listemizde. Bütün gece uyumayıp bunu dinlemiş olma olasılığı kalbimdeki baskıyı şiddetlendirse de titreyen parmaklarımla şarkıya tıkladım.
Tanıdık melodi kulaklarımı doldururken başımı geriye yasladım, titreyen ellerimden kayıp koltuğa düşen telefonu umursamadım. Ellerimle yüzümü kapatıp gözyaşlarıma izin verdim, ev boştu ve sessizdi. Kalbim gibiydi aslında ve hıçkırıklarım salonu doldururken kalbimde de yankılanıyordu sanki. Kendimi susturmaya çalışmadım, ağlamak istiyordum delicesine. Şarkı da buna katkı sağlamıyor değildi.
Batmıştım, en dibe batmıştım. Onu hayatımda bir yere koymayıp tam olarak hayatım yapmıştım. Bunun acısını yaşıyordum iliklerime kadar. Onsuz geçmek bilmeyen saatler iki gündür yüzünü görmememle daha da zor ilerliyordu. Görsem daha iyi olur muydum onun garantisi de yoktu. Beraber geçen yıllarımızın ardından aşkın anlamını onda bulmam şansımın ne kadar bok olduğunun kanıtıydı aslında. Sadece birer grup arkadaşıyken, benim içim aşkı tanımlamıyorken canım yanmıyordu hiç.
Geçen seneye geri dönebilsek yine birlikte olmak ister miydim? Eğer o güne dönebilseydik, saatlerce pratik yaptıktan sonra üyeler dağılırken sırf dansın zorluğundan kendini kötü hissettiğini bildiğim için onunla saatlerce o stüdyoda kalır mıydım?
Gecenin sonunda kendimizi birbirimizi öperken bulacağımızı bilmiyordum, kim bilebilirdi ki? Işıkları kapatıp öpüşmemizi derinleştirmesine izin verir miydim, bedenlerimiz birbirini muhtaçmış gibi arzularken devam eder miydim? Beni asla bırakamayacağını fısıldarken yine ona inanır mıydım?
İnanırdım. O bana en berbat yalanı da söylese ona inanırdım, yine ona teslim olurdu kalbim. O herkesle belli bir yere koyduğu duvarları sadece benimleyken kaldırmasını, sadece benimleyken o gerçek güzel gülüşünü bahşetmesini, bana aşkla bakmasını nasıl unutup devam edebilirdim şimdi?
Şarkının kaç kez tekrar oynatıldığından emin değildim. Yanaklarımı elimin tersiyle silip ayağa kalktım. Şarkıyı kapatmayacaktım hayır. Sadece bir bardak su alıp sakinleşecektim. Şu an Yoongi ile birlikte yaptığımız tek şey bu şarkıyı dinlemekse kalacaktı. Özlemle kavrulan kalbimi biraz olsun rahatlatmak için bununla avutacaktım kendimi.
Acizlik,zayıflık,aptallık..Her neyse şu an yaptığım umurumda değildi. Onu delicesine özlüyordum, tekrar benimle olmasını istiyordum. Ama her şeyi çok net bitirmemiş miydi? Kollarımdan sıkıca tutup gözlerime bakarken hiç canı yanmadan bırakmamış mıydı beni? 'Bitmeliydi Jimin, kendini toparla lütfen. Sonsuzluk tahmin edemeyeceğimiz bir kavrammış ve sana böyle saçma sapan sözler verdiğim için üzgünüm. Ayrılırsak daha iyi olacağız.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now We Are Breaking Up 'yoonmin' ✔
Fanfic'Her güzel şeyin bir sonu olurmuş sevgilim, şimdi bu yüzden mi ayrılıyoruz?'