quattro

771 84 69
                                    

Oylar artarsa çook mutlu olurum lütfen artsın :')

İyi okumalar bebeklerim muahh

*

Toplantı odasındaki gürültüye yüzümü buruşturup kulak verdim. Başımda dünden kalma hafif bir ağrı vardı. Bu sabah olması gereken Jeju Adasındaki açık hava fotoğraf çekimi sağanak yağışla iptal edilmişti. Şimdi yeni yeni duran yağmur akşamlamamıza neden olmuştu.

'Bu gece Los Angeles'a uçmanız gerekiyordu ama dergi çekimini yapmamız gerekiyor.'

Yapımcının sözünü grup menajeri devam ettirince dikkatimi ona verdim.

'Los Angeles uçuşunu iptal ettik. Dergi bizden yarın fotoğrafları bekliyor. İki gün sonra basılması gerekiyor çünkü.'

Namjoon başını sallayıp onayladı. Elindeki kalemiyle not defterine bir şeyler yazarken son derece profesyonel duruyordu ve ben dahil tüm üyeler hayranlıkla onu izliyorduk.

'Peki yarın sabah erkenden çekimleri tamamlar sonra uçarız.'

'Bizde öyle düşünüyorduk Namjoon.'

Grup menajeri onaylayıp yanında oturan Namjoon'un omzunu sıktı. Bu sırada yapım ekibi ayaklanmış ve yeni hazırlık için dışarıya çıkmaya hazırlanıyorlardı.

'Evet beyler güzelce dinlenelim olur mu? Planımız aksasa bile halledeceğiz.'

Yapımcıya karşılık ayağa kalkıp selam verdik. Şimdi odada sadece yedimiz kalmıştık. Göz ucuyla Yoongi'ye bakıp tekrar Namjoon'a döndüm. İfadesiz suratıyla dosyasına bakıyordu.

'Üç oda tutmuşlar. İstediğiniz odaya yerleşebilirsiniz, iyice dinlenelim.'

Başımı sallayıp çantamı aldım. Dosyamı da kolumun altına sıkıştırmayı ihmal etmedim. Küçük valizlerle gelmiştik.

'Jimin-ah beraber uyuyalım!'

Omzuma atılan kol ile irkildim. Dalgın dalgın yürüyor olmalıydım. Taehyung'un yanağıma sulu bir öpücük kondurmasına izin verdim.

'Fark etmez.'

Arka arkaya yürüdüğümüz için arkamdan seslenen Namjoon'a dönmeden dinledim.

'Jimin çok halsiz ve dalgınsın. Sağlık ekibine görünmeye ne dersin?'

'Gerek yok hyung.'

Sesimden yine isteksizlik taşıyordu. Yoongi ile ayrılığımız günden güne kendini unutturması gerekirken daha boktan uyanıyordum her güne. Üyeler her şeyin farkında olduğu için kendilerince yardım etmeye çalışıyorlardı işte.

Arkamdaki mırıldanmalara kulak vermeden kalacağımız odaların önüne geldim. Hangisine girmem gerekiyordu bilmiyordum, umrumda da değildi. Oda paylaşımını beklemeden önümdeki 972 numaralı odaya girdim.

Geniş ve ferah olan oda ışıklandırmaları açmamla daha da iyi hissettirmişti. Küçük valizimi girişe atıp tek hamlede üzerimdeki tişörtten kurtuldum.

Tek isteğim uyumak ve hiçbir bok düşünmemekti. Yatağa girip örtünün altına girdim, tenimde hissettiğim soğukluk rahatlamama neden oluyordu. Boş günlerim böyle geçiyordu işte. Uyku, uyku ve daha fazla uyku.

Now We Are Breaking Up 'yoonmin' ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin