taylor swift-call it what you want
🐥🐈
ellie goulding-love me like you do
👨❤️👨🌈
Tamı tamına bir saati dolduruyordum bu odada.
Taehyung'un elini yelpaze yapıp beni sakinleştirme çabaları boşunaydı ama yine de bir şey demedim. Zaten yeterince gergindim bir de diğerlerine yansıtıp onları da heyecanlandırmak istemiyordum. Gerçekten bir an önce sakinleşmezsem bayılabilirdim ve günümüz hastanede son bulabilirdi.
'Koca götünü kaldıracak mısın artık? Bacakların açılsın biraz Jimin-ah! Gerçekten bazen beni delirtiyorsun çocuk. Zaten senden daha yakışıklı olduğum için biraz vicdan azabı çekiyorum!'
Seokjin'in sitemine karşılık sekizinci kez tuvalete gitmek için ayağa kalktım. Evet bir saatte sekiz kez tuvalete gitmiştim çünkü gerildikçe odadaki tüm suları içmiştim.
'Kaldırdım al.'
Baş parmağıyla onay işareti yapıp en az üç kez pudraladığı cildini süzmeye devam etti.
'Ah Kim Seokjin...Bari bugünlük bu kadar mükemmel olmamalıydın dostum! Anlıyorsun değil mi? Sen...Ah worldwide handsome face...You know?'
Seokjin elini kalbine koyup aynada kendiyle konuşurken gözlerimi devirdim. Zaten kendine bir şiir yazmadığı kalmıştı ya neyse. Namjoon onu burada beni sakinleştirmek için bırakmıştı ama beni rahatlatmak yerine yarım saattir götüme hakaret ediyordu! Keşke onu da Yoongilerle gönderseydim, Taehyung'um bana yeterdi işte.
Taehyung yakasındaki çiçeği düzeltirken lavaboya girip işimi hallettim. Hazırlanma odasında lavabo olduğu için çok şanslıydım aksi takdirde görenler benim bir ürolojiye görünmem gerektiğini düşünecekti.
Ellerimi yıkadıktan sonra aynada kendimi süzerek oyalandım biraz. İyi görünüyordum, takım elbisem ve gümüş rengi saçlarım ile gayet şıktım. Parmağımdaki alyansı düzeltirken gülümsememe engel olamadım. Sanki hep oradaymış gibiydi, her şey ilk günkü gibi hissettiriyordu. İlk sarılma, ilk öpücük, ilk dokunuş...her şey hala o kadar ilk günkü gibiydi ki kendimi çok özel hissetmeme sebep oluyordu.
Ama bugün de bizim için biri ilk olacaktı. Diğerlerine belli etmesem de buradan çıktıktan sonra hayatımın eskisi gibi olmayacağını düşünüyordum ve endişe ediyordum. Gerçi düşünerek kendimi yıpratmamın da bir anlamı yoktu, yaşayıp görecektim. Sonuçta yalnız değildim, Yoongi her zaman benimleydi.
Programımızdan bize ayrılan kısacık bir tatil arasındaydık yine. Hep beraber yediğimiz bir akşam yemeği sonrası ani bir karar alıp iki gün sonrası Hollanda'ya uçmuştuk. Sadece bir ayımız vardı ama yine de sadece yedimizin olduğu kısa bir tatil olacaktı. Ta ki gelmemizin ardından altı gün geçmişti ki buraya geliş amacımızın tamamen farklı olduğunu öğrenmiştim.
Evlenecektik.
Her şeyden uzakta sadece bu beş adamın şahitliğinde evlenecektik dakikalar sonra. Yoongi'nin buraya geldiğimizden beri sürekli kendi başına bir şeyler yapmasının altından bir şey çıkacağına emindim zaten ama ayarlamaya çalıştığı şeyin küçük bir düğün töreni olduğunu bilmiyordum. Sadece bu an için diğerlerinin de ne kadar uğraştığını görmem tekrar ve tekrar bu hayatta olabileceğim en şanslı versiyonum olduğunu hatırlatmıştı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now We Are Breaking Up 'yoonmin' ✔
Fanfic'Her güzel şeyin bir sonu olurmuş sevgilim, şimdi bu yüzden mi ayrılıyoruz?'