Yoonmin acilen barışmalı ve aşklı bölümler yazmalıyım,
Ama henüz çok erken :(
daha niye ayrıldıklarını öğrenemedik ki dimi aşklarım?
neyse uzatmayayım buraya yoonmin için geldiniz
iyi okumalarr <3
*
Masadaki yedinci tabağı da aldım, yine tertemizdi. Son dört gündür olduğu gibi Yoongi grup evine gelmiyordu ve ben inatla ona da tabak koyuyordum. Yarın için gelmek zorunda olduğundan seviniyordum çünkü delice özlemiştim onu. Yarın fotoğraf çekimimiz vardı, mecbur gelecekti; gelmeliydi artık ben kafayı sıyırmadan. Ne kokusu ne gülüşü ne kendisi yoktu.
'Bulaşıklar bizden! Siz bahçeye geçin biraz içelim ve sohbet edelim.'
Namjoon'un sesine karşılık başımla onayladım ve Jungkook'un koluna girip bahçeye adımladım. Hoseok çoktan biraları getirmiş ve masaya koymuştu. Klasik bir Bangtan günüydü ama alışılmadık olan tek şey Yoongi'nin yokluğuydu. Alışabilecek gibi de değildim.
Onu aramak istiyordum ama açmayacağına emindim, beni görmek istemeyen birisi neden duymak istesindi ki? Şimdi üzerimde onun bol siyah tişörtü ile otururken bir nebze olsun kokusunu almak bile bana iyi geliyordu, kendimi böyle avuturken nasıl ondan uzak olmaya alışacaktım?
'Sabaha kadar oyun oynayalım Jimin-shi.'
Jungkook'a dönüp yeni satın aldığı oyundan bahsetmesini dinledim, ne kadar isteksiz görünsem de oyun deyince akan suların durduğunu bildiğimden mecburen oynayacaktık. Onun için her şeyden önce oyun gelirdi ve yalnız kalırsa huysuzlanıyordu tıpkı bir bebek gibi.
'Evin yolunu bulup gelebilen kedi de kimmiş?'
Jin'in sesiyle bakışlarımı Jungkook'tan çekip kapıya çevirdim. Namjoon'un kolunun altında masaya ilerleyen Yoongi'yi görmemle oturduğum yerde dikleşmem bir oldu.
Yorgun görünüyordu aşkım, teni her zamanki gibi soluktu. Yine de kalbimin hızlanmasına neden oluyordu işte. Lacivert eşofman takımı vardı üzerinde, vücudunu sıkıyordu. Aşkından delirdiğim tenine dokunmak artık imkansız da olsa yine onaydı yanışım.
Ben öylece yüzüne bakmaya devam ederken gözlerini buluşturmadan kendisine arkadan sarılan Taehyung'u itiyordu. Bir yandan da kaşlarını çatıp homurdanıyordu.
'Bırak! Bırak sarılma sevmiyorum! Ya!'
Onların bu hali herkesi güldürürken Taehyung inatla daha fazla sarılıyordu. Keşke Taehyung'un yerinde olabilseydim tam şu an ona sarılabilseydim diye düşünmeden edemiyordum, onun için sadece bir arkadaş olsam şu an kollarıma alabilirdim değil mi onu? Geçmişimiz yük mü olacaktı artık sırtımda?
'Hoşgeldin hyung!'
'Oturun hadi biralarımız ılıyor.'
Jin'in sesine karşılık herkes bir yere yerleştiğinde yine gözlerime bakması için yalvarır gibi Yoongi'ye bakıyordum. Çok özlemiştim, anlaması gerekiyordu. Üzerimdeki tişörtünü iki gündür giydiğimi anlaması gerekiyordu. Ama hayır benden tarafa bakmamakta ısrarcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now We Are Breaking Up 'yoonmin' ✔
Fanfiction'Her güzel şeyin bir sonu olurmuş sevgilim, şimdi bu yüzden mi ayrılıyoruz?'