~20~

4.1K 238 116
                                    

(Bu bölümü Yamaçtan yazmak istedim umarım güzel olabilir)

Yamaç'ın anlatımıyla...

Aslında herkesin bir dönüm noktası vardır. Benim dönüm noktam ise Adel'i ilk gördüğüm zaman diyebiliriz.

Davranışlarım ve kişiliğim ondan sonra o kadar çok değişmişti ki... Herkes farkındaydı bunun.

Çapkının tekiydim. Okulda ve bizim semtde çapkınlığımla tanınırdım. Bir kızda fazla takılı kalamazdım. Genellikle ilişkilerim tek gecelik olurdu. Tamam kabul etmeliyim biraz da iğrenç biriydim. İnsanların kalbini kırmak umrumda olmazdı. Asla bir şey için çok düşünmezdim. Açıkçası başına buyruk biriydim işte. Gerçi hâlâ öyleyim ama kesinlikle aynı anlamda veya aynı konuda değil.

Adel...

Adel'i yakından tanımayı o kadar çok isterdim ki...

En sevdiği şarkı, en sevdiği yemek, en sevdiği dizi, en sevdiği film, en sevdiği renk ve daha niceleri hakkında onu tanımak istiyordum. Peki gerçekten bir gün onu gerçek anlamda tanıyabilecek miydim?

Kesinlikle herkesten farklı bir kızdı. Cidden farklıydı.

Tamam onu çoğu kez zor durumda bırakmıştım bunu kabul ediyordum ama pişman da değildim. Onun bizim grupta olmasını o kadar çok istiyordum ki... O da tam tersi bir şekilde bize yanaşmak istemiyordu. Gerçi nedeni belliydi. Alper bizi biraz da olsa kışkırtınca kıza çok kötü davranıyorduk. Bu istemsiz oluyordu çünkü gerçekten kafayı yiyordum. Şu meşhur günde de aynı şey olmuştu. Alper'in bir oyununa yenik düşmüştüm.

Benim bile tereddüt ederek öptüğüm o dudaklara o sadece bir oyun için hiç düşünmeden yapışmıştı.

Bu konuda çoğu kez özür dilemiştim Adelden ama o kabul etmiyordu hiç bir şeyi. Gerçi cidden bazen haklı olabiliyordu. Tamam tamam kabul ediyorum çoğu zaman haklıydı.

Onu bundan sonra bırakacak mıydım? Asla. Peki o bizimle takılmaya devam edecek miydi? Hiç sanmıyordum...

Ama ben yine de onun kalbini kazanmak için uğraşacaktım. Uğraşmak zorundaydım. Sadece tek dileğim başarılı olmaktı bu konuda.

Peki benim Adel'e hissettiğim duygular neydi böyle?

Elini tuttuğum yeşil gözlü kıza baktım. Kendini geri çekmeye çalışmıştı ama başaramamıştı. O çektikçe ben daha sıkı tutmuştum. Asla bu elleri bırakmak hiç istemiyordum. En sonunda daha sert bir hamleyle elini benden çekti.

"Sanki daha önceden hiç bir şey yaşanmamış gibi bana dokunma! Sen o ellerle zamanında bana şiddet uy-" Daha fazla dayanamadan sözünü kestim. Onun bu sözleriyle benim daha çok canım yanıyordu. Pişmandım zaten neden anlamıyordu?

"Adel-" Enis konuşarak kendini belli edince cümlemi tamamlayamadan sustum.

"Şampiyon hoş geldin." Adel yanımdan ayrılıp onun yanına gitti. Beraber konuşarak masaya doğru ilerlediler.

"Oğlum noluyor yine? Neyin kavgası bu?" Arkamdaki Savaş'a döndüm.

"Ona yanaşmama izin vermiyor, Savaş."

"Ya biz sana ne dedik? Alttan al her şeyi. Ne diyorsa haklısın diyeceksin. Neden yapamıyorsun bunu?" Haklılardı.

"Canım yanıyor çünkü oğlum canım yanıyor. Geçmişte o kıza yaptıklarım-" Sözümü kesti.

"Abi yapma bunu ya. Madem sonradan pişmanlık duyacaktın neden en ufacık olayda bile o kızın üzerine bu kadar çok gittin?" Tamam haklıydı kabul ediyordum ama atladığı bazı şeyler vardı.

ÇıkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin