~26~

3.7K 233 225
                                    

Arkamı dönüp yürümeye başladım. Yeterdi bu kadar yalan yanlış söz. Yamaç'ın bir anda kolumdan tutup önüme geçmesiyle durmak zorunda kaldım. O daha ağzını açmadan ben bağırdım.

"Beni böyle sözlerle kafamı karıştırıp, kandıramayacaksın!" Benden böyle bir tepki beklemediği yüzünden belliydi zaten.

"İnanmadın yani öyle mi hanımefendi?" Böyle iki üç ucuz söze inanıp onu affetmemi mi bekliyordu cidden?

"Sandığın kadar gerizekalı değilim. Bırak şimdi kolumu!" Sıkılmıştım artık böyle yalan yanlış sözlerden, bunalıyordum. Yüzüme hayal kırıklığı ile baktı ama sonra bu ifade kendini sinire bıraktı.

"İyi tamam. Bundan sonra yanına yaklaşırsam eğer o zaman görürsün." Ne? Bundan sonra senin yanına yaklaşırsam demişti. Tamam işte istediğim en başından beri buydu. Neden bir anda kendimi boşlukta gibi hissetmiştim?

...

Bora arabasını evin önünde durdurunca arabadan indik. Yol boyu ne o tek kelime etmişti. Ne ben... İçeri girdiğimizde sadece salondan sesler geliyordu. Sanırım abi tayfası orada maç izliyordu. Merdivenlerden çıkmaya başladım. Odama girince kapıyı kapatıp direkt kendimi duşa attım. Duştan çıktıktan sonra yatağımdaki telefona bir anda iki bildirim gelmesiyle o tarafa yöneldim.

*caglasonmez sizi takip etmeye başladı.*

*caglasonmez size bir mesaj gönderdi.*

Kimdi bu Çağla sönmez ya? Bir dakika bir dakika. Bu kız bugün beni yanına oturtturan kızdı. Kız merhaba tarzı bir mesaj atmıştı.

Yaklaşık bir buçuk saattir Çağlayla konuşuyorduk. Neredeyse ilk defa biriyle konuşurken bu kadar eğlenmiştim. En azından kafamı dağıtmayı bir süreliğine de olsa başarmıştım. Bugün sınıfa ilk geldiğimde benimle konuşmaya çalışmıştı ama fazla iyi olmadığımdan sadece kızı terslemiştim.

Ama şimdi ne yapayım yani? Bir süre sonra insan kimseye güvenemiyordu. Ben de başıma gelen şeyleri bir kez daha yaşamak istemiyordum. Gerçi Çağla iyi kızdı. Yani umarım öyleydi.

En sonunda Çağla'ya iyi geceler diyip telefonu kapatmıştım. Hızlıca üzerime pijamalarımı giyip masama yöneldim. Sürahimin boş olduğunu görünce mutfağa inmem gerektiğini anladım.

Yavaş adımlarla merdivenlerden indim tam mutfağa girecekken birinin önümde dikilmesiyle ödüm kopmuştu. Cidden üç harfliler geldi sanmıştım ama Tolgaydı.

"Uyumadın mı sen?" Bu nasıl bir soruydu? Karşısında dikiliyorsam bu uyumadığım anlamına gelmez miydi? Yanından geçerken ona söylendim.  Lambayı açıp mutfağa yöneldim.

"Yok aslında uyudum. Öyle ruhum bir geziye çıktı." Dediğim şeye anlam veremeyerek baktı.

"Çok şakacısın ha."

"Eyvallah." Dediğim şeyle afalladı. Ne vardı yani ne? Sürahimi bu gece bana yetecek kadar doldurup yukarı çıkmaya hazırlanıyordum ki Tolga arkamdan seslendi.

"İyi geceler şakacı kız." Ben de ona dönüp nezaketen iyi geceler dedikten sonra odama çıkıp kapıyı kapattım. Sürahiyi masamın üzerine yerleştirip kendimi yatağa attım.

...

Çağla ile önümüzdeki kızların dedikodusunu yapıyorduk. Normalde dedikodu yapmayı sevmezdim ama Çağla o kadar samimi bir şekilde yapıyordu ki bu eylemi görmeniz lazımdı. Anlatılmaz yaşanır...

"Of abi hep şov bunların işi de. Tamam anladık sevgilisiniz okey de yani bu ne oğlum ya?" Sadece güldüm. Mimikleri efsaneydi. Çağla bana döndü.

ÇıkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin