HÜZNÜN BELLEĞİ

49 10 20
                                    

Uykumda mahkum,
geçmişin kuyruğunda kargaşaydı,
mahşerden damıtılmış süngüler.
Dizimde topaklanan çizgilerin
platonik kalabalıkları,
oldukça müstesna...

Koşulsuzca sevmekti karanlık,
"Dipsiz düzen"
Karanlıkta koşulsuzca sevmek,
"kör kütük"
Ve sevmekti karanlığı,koşulsuzca
"derin bir mahrem"
Ben
Çocuk kalmanın karanlığını sevdim
ömrüm boyunca...

Gazoz kapaklarından paslı saçlarım
saçlarımın kirinden boğazladıkça,
kırık misketler kemirmişti elini kinimden...
Senden ziyade içerlemedim,
İstismar heyetlerim!
Krizantem nöbetlerim!
Örselenmiş muhafızlar,
İçerlemedim!

Aslında
Herkes gibiydim,
hiç kimse değildim...

Ölümü gri düzeneklere asıp
güzelleme yapmayacağım
Sana ölüme dört nala giden bir taycanı anlatacağım...

Kimin
öptüm ise alçıda bileklerini,
saçımın iliklerini söktüm sonra,
Beyaz dökündüm,bembeyaz...
Kestane ağaçlarının arasından,
yere düşen rüzgarları öğüttüm
ayaklarımın altında...

Öğüttüm de;

Yelelerini rüzgarla örgütlemiş
Kanımda sahipsiz bir tay koşuyordu sana doğru.
Patavatsız bir üzengi dizginliyordu
toynaklarını...

Salıncak zincirlerinin kireç  tutmuş eklemleri,
parmak eklemlerime karıştı...
Sallandıkça
Kendi Parmaklarımdan öptüm...
Parmaklarını
öptüm salıncakların...
Boyasından kurtulmuş kaydıraklardan,
kaldırımlara asırlar tükettim...
Yerleri öptüm...
Ben,
çocuk olmanın karanlığından öptüm ömrüm boyunca...

Uyksuzluğumda münzevi,
sessizlik kuyruklarında   kargaşaydı,
Süngüden geçirilmişti mahşer,
gözlerimde pıhtılaşan hafızamın
platonik kalabalıkları
oldukça müstesna...

"Çocukluğumun bitişiydi o Yaz"




METAFORİZMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin