Tutunuyorum,
canına yandığım Eylül gibi tutunuyorum sana,
Hazana minnet eylemeden
boyun eğdim,
umut etmeden bile bile
kandığım kördüğümlerimden
dönemedim...Kulaktan dolma
bilgilerle
doldurdum kulaklarımı,
Kimsesiz aşk şiirlerinden intihal edilmiş kelimelerle,
Doldurdum dolmayan yangı içindeki boşluklarımı,
Dik bir yokuştu içimdeki yokoluş,
Pek tabi;
Derdi değildi yolu düz olanların,
Sevda dediler,
hesapsızca sevdim...
en sonunda seyreldim,
Yıllarca
sevda yerine
tezatları sevdim,
sevdim de sevdim...Bunları artık geride bırakıp
karışsam fikrine,
Bir dilek tutup
kıyılarına vursam aheste,
Yakamoz yakamoz geçerim gözlerinden,
bir yıldız göz kırpar,geçer belki üzerinden...Sen iyisimi,
sana sıcak mevsimlerin
akşam dinginliğinde
şehrinin
aylak sahillerini mesken tut,
Her adımın yorgun kumlara gömülsün,
Çıplak topuklarına vursun dalgalar,
Kim bilir eser rüzgar
üşür bileklerin ürperirsin,
Eser cömertçe
Saçlarını havalandırır
saçlarında dövünür
esaretin,
esaretim...
Bazen de ağlamaklı bulutlarla
yoldaş,
lacivert sularda görürsün gözlerimin ferini,
kılcal damarlarından geçerim,pür telaş...Ben sol omzuma alsam sen sağ,
Elinden tutsak şimal yıldızının
ve
versek sırtımızı kuzeye, Sırtlasak,
aşk ile buluşsak,
yok hükmünde
tutuşsak,
tumturak!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METAFORİZMA
PoésieNe kadar gerçek olursa yazdıklarım, o kadar derine gömeceğim yüzündeki kırıkları... Beni anlaman değil derdim, karanlığımı üzerine yakıştırman . Hadi kendini günyüzüne çıkar! " by son mısra"