12. Bölüm Geçmiş

25 10 2
                                    


İyi okumalar.

Yılların içimizde bıraktığı bir acı var. Ne yaparsan yap geçmiyor, bitmiyor. Bir zaman sonra onlara alışıp öyle hayata devam ediyoruz. Acılar geçmez. Sadece onlara alışırız. Bizde en yaralı bıraktığı şey ise tecrübe olur. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer derler ya aynen öyle olur. Aldatılan biri bir daha sevgili yapamaz. Arkadaşından kazık yiyen biri bir daha arkadaş yapamaz. Yaparsa bile güvenemez. Bir katil bile iyileşmez. İkinci şans gibi birşey aslında. Ama kimseye verebilecek şans yok bizde.

Uyanmıştım. Uyanmak istemediğim uykudan uyanmıştım. Hava kararmıştı. Ne kadar zaman geçmişti acaba? Keşke 10 yıl falan geçmiş olsa. O kadın ölmüş olsa. Yaşattığı herşeyi yaşasa. Sırtımı yatağın başlığına dayadım. Dizlerimi kırıp karnıma doğru çektim. Ağlamak istemiyordum. Çözüm bulmak istiyordum. Aklıma bir şey geldiği gibi gözlerim kocaman açıldı. Tabii ya ben bunu nasıl düşünemedim. O adamlar kaçırdı. Yataktan hızla çıktım ve kapıyı açtım. Duvara yaslanıp yerde oturarak uyuyan Arda ve onun kucağında yatarak uyuyan Hayat. Onlara bakmaya başladım. Ben bu tablonun üzülmesini istemezdim. Büyük ihtimalle de zaten o gün Arda'ya hiç bir şey söylemezdim. Sadece Satürn den ayrılırdım. Yada hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam ederdim. Düşüncelerden çıkıp aşağı inmeye başladım. Aşağıda birileri konuşuyordu.

"Atıf bunu yapmaya cesaret edemez!" Dedi Kamil amca. Atıf kimdi ve ne yapmıştı?

"Atıf'ın böyle bir şey yaptığını düşünmüyorum." Dedi Resul amca. Bunlar kimden bahsediyorlardı. Ardından Resul amca tekrar konuşmaya başladı." Sen ne kadar para aldın bu Atıf'tan da kızımı  kaçırdı.?" Dedi. Neee !? Nasıl yani ? Kamil amcanın borcu yüzünden mi Hayat kaçırıldı? Ama Hayat ne alaka Banu ablayı kaçırmaları gerekmez miydi? Hiç bir şey anlamıyorum. O zaman Resul amca polise gitmedi. O adamın yanına gitmişti. Yani hastanede ki adam Atıf. Satürn'ü de kaçıran adam Atıf.

"10.000 dolar aldım." Dedi Kamil amca. Nee? 10.000 dolar mı? Bu kadar para ile ne yaptı ki? Bu kadar para nasıl ödenecek? Peki ben bunları duyduktan sonra ne yapacağım? Cenk'i bulmam lazım. Ama nerede ki? Kapıya doğru yürümeye başladım. Hedefim bahçeye gitmekti. Kapıyı sessizce açtım. Kapının önünde ki iki basamağın ikinci basamağına oturmuş sırtı bana dönük olan Cenk'i gördüm. Yanına gidip oturduğum da sigara içtiğini fark ettim. Beni fark edince sigaranın ucunu yere bastırarak söndürdü.

"Nasıl dağıldık biz böyle?" Dedim fısıldayarak.

"Dağıldık mı?" Diye sordu şaşkınlıkla.  "Sahi ya Hayat ile aranda ne oldu? O kadar ona sordum anlatmadı." Diye ekledi.

"Satürn beni aldattı." Dedim tereddütle. Kafasını bana doğru çevirdi. Şaka yapıp yapmadığıma bakıyordu. Ama ciddi olduğumu görünce ceketini çıkartıp çıplak bacaklarımı örttü. Kafasını yine yere eğdi. Bende konuşmaya devam ettim. "Hayat ile" dediğim de. Hızla bana baktı. Ve

"Nee!!?" Diye bağırdı. Sonra arkamda ki noktada gözleri takılı kaldı. Arda olmasın. Lütfen Arda olmasın. Gözlerimi yumdum sıkıca ve kafamı arkaya çevirdim. Gözlerimi açtım. O duymuştu. Olamaz Arda duydu. Gözlerimi sımsıkı yumdum. Utanmaya başladım. Böyle öğrenmesi gerekmiyordu. İçeri girip sertçe kapıyı kapattı. Ve bizim içeri girmemizi önledi. Ama ben yerimden hızla kalkıp kapıyı yumruklamaya başladım. Benim çırpınışlarımı gören Cenk

"Boşuna uğraşma ben çocukluk arkadaşımı az bişey tanıyorsam, ki tanıyorum. Anahtarı alıp gitmiştir. " Dedi. Pes edercesine ona döndüğüm sırada kapı açıldı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Kapıyı Kamil amca açmıştı. "Yanlış tanımışım." Dedi utanarak. Hızla içeri girdiğimizde Resul amca önümüze geçti.

Satürn Ve GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin