11 - Kabulleniş

6.6K 577 213
                                    

♫su gibi yaşa, kar gibi yağdağ gibi kaç benden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♫su gibi yaşa, kar gibi yağ
dağ gibi kaç benden.

꧁꧂

"Afra, mutfağa bir bakabilir misin!"  

Salondaki karmaşa beni yeterince gererken, Sema'nın seslenmesiyle elimdeki koliyi bıraktım. O sırada Cihan yanıma gelip iki omzuna astığı çantaları gösterdi.

"Bu çantalar nereye?"

"Ben hallederim Cihan, sen koy buraya."

"Olmaz." dedikten sonra cıkladı Cihan. Serseri bir tavırla boynunu kıtlattı. "Sen söyle bana, nereye gidecek?"

"Şuradaki odaya." dedim baş parmağımla arkamdaki odayı gösterip. Başını eğerek odaya yöneldiğinde bu haline göz devirerek gülmüştüm.

Mutfaktan gelen Sema'nın sesiyle oraya yöneldim. Bu sefer beni durduran ses Buğra'ya aitti.

"Afra, bu koli nereye? Belim çıktı kızım, ne var bunun içinde?"

Buğra, iki büklüm bir vaziyette duruyordu. Bir bacağını kırarak yukarı kaldırmış, koliyi dizine yaslamıştı. Elleriyle de sıkıca tutuyordu.

"Bilmiyorum ki... Üstüne yazmıştım aslında."

Bakışları koliye inerken Sema bir kez daha seslendi mutfaktan. Yorgun bir nefes verdim. Tam o sırada bileğimden tutulan elle neye uğradığımı şaşırmış, mutfak ve salonun arasındaki koridora çekilmiştim.

"Özgür?"

"Efendim?"

Tuttuğu bileğimi bıraktığında arkasındaki duvara yaslandı. Koridor dar olduğu için aramızda fazla bir mesafe yoktu. Sağ tarafımda mutfak, karşı çaprazımda salon varken burada öylece durmamıza anlam verememiştim.

"Bir şey mi diyeceksin?"

Üzerine yapışan siyah tişörtünün boğazını hafifçe çekiştirip düzeltti, "Yoo." derken.

"Ne oldu o zaman?"

"Bir oraya bir buraya çağırıyorlar seni, canın azıcık tatlı olsun. Yorulmadın mı hiç?"

O çatık kaşlarla konuşurken ben, gülümsememi engelleyemedim. Yorulduğumu düşünerek beni koridora saklamaya çalışması komikti çünkü. Biraz da sevimliydi...

"Yorulmadım. Ev taşıyoruz, kolay değil."

"İyi yalan. Annem çağırıyor seni, aşağı in."

"Emir verme bana."

Yaslandığı yerden doğrulup elleri gri eşofmanının cebindeyken bir adım attı. Ben de onunla aynı zamanda bir adım geri gittim.

YUVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin