14 - Kesinlik

6.1K 559 86
                                    

♫bırak beni boğulayım, gözlerinin tam içinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bırak beni boğulayım, gözlerinin tam içinde.

Önümdeki deftere gelişigüzel karaladığım çizgiler, bir noktada birleşerek kendi çaplarında ortaya bir resim çıkarttı. Buna bile tahammül edemiyormuşum gibi davranarak defteri kapatıp kendimden uzağa ittirdim. Kafam sadece tek bir konuya odaklıydı, babama.

Ailemi yüzüstü bırakmayacaktım, elimden geldiği kadar onlara bakacaktım. Ancak babam bunu hak ediyor muydu bilmiyordum. Önüme her zaman taş koymuştu, istediğim mesleği yapmama her zaman engel olmaya çalışmıştı. Beni sadece para istemek için aramıştı, yardım etmek içimden gelmiyordu.

Saat sabahın onunu gösteriyordu. Azra'nın okula gitmek adına kalkmış olabileceğini düşünerek aradım hemen. Annem ve Azra için her şeyi yapmaya hazırdım ama babam için bunu yapamıyordum.

"Abla?" dedi Azra dinç bir sesle. Uyandırmadığım için rahatladım.

"Günaydın uykucu, erken mi kalktın?"

"Maalesef. Otobüse gidiyorum şimdi, sabahın köründe dersim var yine."

"Söylenme, ne güzel okula gidiyorsun işte... Azra, evde durumlar nasıl? Annemle babam yani, iyiler mi?"

"Bilmem, babam biraz garip. Annem soruyor ama tersliyor, üstüne gitmiyoruz."

"Sen peki ablacığım, iyi misin?"

"Abla," dedi ses tonunu düşürerek. "Annemler sürekli tartışıyor, çok bunaldım. Babam durduk yere bize bağırıyor, hele ki bu sabah görseydin... Yüzümüze bile bakmadı. Erkenden çıktı gitti."

"Anladım..." dedim yutkunarak. Babam aramıştı ama henüz açmamıştım, muhtemelen bana sinirliydi. Arabamı satsam bile üstünü tamamlayamazdım. O parayı istesem de bulamazdım.

Azra ile vedalaştıktan sonra pencereden yurdun bahçesine göz attım. Dün akşamki yemek çok güzel geçmişti. Özgür, babamı düşündüğümü anladığım her an dikkatimi dağıtıyordu. Onun, yanımdayken bana verdiği huzurun tarifi yoktu.

Sabah çok erken çıktığını söylemişti. Buna da ayrı moralim bozulmuştu. Onu görmeden gelmek istememiştim yurda. İşinin yoğun olduğunu bildiğim için arayamıyordum da.

Oflayarak masamdan kalktım. Saçımı tokadan kurtarıp serbest bıraktıktan sonra aynanın karşısına geçerek düzelttim. Üzerimde kırık beyaz tonlarında, sıradan bir gömlek vardı. Altına giydiğim, bileğime kadar uzanan ve bacaklarımı saran siyah eteğimin içine sıkıştırmıştım gömleğimi. İyi göründüğüme karar verince odadan çıkarak yemekhaneye adımladım.

"Çocuklar, koşmayın!" diyen Burcu Hanım'ın sesini duydum önce. Kapıdan içeri girdiğimde gülümsedim. Burcu Hanım arada sırada yaptığı gibi, yine tatlı almıştı çocuklara. Hepsinin yüzündeki heyecanı görebiliyordum.

YUVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin