ve kalbindeki hafif sızıntıyı

85 18 97
                                    

Gök gürledi, Bay Friedrich o anda daldığını fark etti. Gözlerini çekti, burnunu kırıştırdı ve yeniden geldiği, kilisede dua başlamasına rağmen bahçeye adımını attı.

Sevimli Marco adamı görür görmez havladı. Adam, sessiz olmasını istedi lakin köpek heyecanlıydı ve adamı anlamıyordu. Birkaç kez üst üste havladı. Etrafında dönmeye çalıştı ama başaramadı.

Güldü adam, insanların içinde gülmekten utanırdı çünkü sesi, kedilerin kapılara bıraktığı tırnak izi kadar kulak tırmalayıcıydı. Adam getirdiği yemeği Marco'nun önüne bıraktı, köpek hiç düşünmeden yerken, doğruldu.

Bir süre izledi köpeği. Daha sonra güçlü çan sesini duydu. Bu duanın bittiğini gösteriyordu. Yutkundu ve telaşa kapıldı birden bire. Gitmek için hareketlendi lakin arkada hafif bir gülüş sesi duyduğu an kalpteki sızı daha çok arttı.

Bu, kasabanın dedikoducu adamı Herny'di. Adam pisliğin tekiydi.

"Dinsiz Friedrich bu." Sesi alay doluydu. "Tanrı korusun, yoksa ibadet etmeye mi geldin?" Sesi iğneleyiciydi.

Friedrich geç kalmıştı. Kaçamadığı için kendine kızdı.

"Tanrı affetsin, ahlaksız biriyle konuşmayı bırak yüzüne dahi bakmam." Bir başkası öyle sert ve mide bulandırıcı bir şekilde konuşmuştu ki, zavallı adamın omuzları o an hüzünle çöktü.

"Bay Tom, uğraşmayın bu sapıkla."

Ah, kulakları kanadı adamın.

Buğulandı her yer.

"Evet, evet. Çarşıda gördüm onu. Küçücük bir çocukla konuşuyordu ve inanabiliyor musunuz kafasını okşadı oğlanın." Bir kadın ayıpladı bunu. Ne de büyük günah işlemişti Bay Friedrich.

"Yüce Tanrı'm! Oğlan kim bilir ne kadar çok korkmuştur."

İnsanlar konuştukça Bay Friedrich, kendini küçük, iğrenç bir çöp parçası gibi hissetti.

Bu işkence bir süre devam etti.

"Bu ne hadsizlik!" İnsanların uğultularını keskin bir ses bertaraf ettiği an, adam da dahil herkes kilisenin bahçe kapısına döndü.

Friedrich'in kalbi attığı an sızı daha çok aktı.

Aktı, aktı ve yerle yeksan oldu.

Kalbindeki o hafif sızıntıyı kadın hissetti.

Bay Friedrich irkildi.

"Ah, Bayan Charlotte." Herny stresle kadına bir adım daha atıyordu ki, kadının o eşsiz beyaz eli hiddetle havalandı.

"Orada durun, lütfen!" Sesi keskin birer kamçı gibiydi.

Herny kirli eliyle alnındaki teri sildi.

"Evden çıkmadan önce duaya geç kaldığım için kendime öylesine kızıyordum ki," dedi kadın bir adım Bay Friedrich'e yaklaşarak.

"Sizin medeni insanlar olduğunuzu düşünmüştüm." Keskin gözleri kiliseden çıkan herkesin yüzünde gezindi.

Sesindeki iğrenme adamcağızın tüylerini diken diken etti.

"Bayan Char-"

"Susun!"

"Lakin-"

"Ağzımı her ne kadar siz mahluklar hak etseniz dahi bozmak istemiyorum!"

İşte o an, kadının bu dediğinden sonra herkes şok oldu. Yeniden hafif uğultular baş gösterdi fakat kadın takmadı bile.

"İğrenç zihniyetli insanlar olduğunuz için ben kendi adıma Tanrı'dan özür diliyorum. Bu adamcağızın suçu ne? Niçin böyle vicdansızsınız?"

Gerçi, Bayan Charlotte cevabı beklemedi. "Yüce Tanrı'm üzgünüm lakin ibadetine iyi ki yetişmemişim."

Daha sonra hiçbir itirazı kabul etmeyen Bayan Charlotte, Bay Friedrich'in elini tuttuğu gibi kiliseden uzaklaştı.

Sersem sersem, daha ne olduğunu kavrayamayan adamcağız kadının peşine düştü.

Bayan Charlotte sinirden hızla yürüyordu ve arkasından sürüklediği Bah Friedrich şaşkın bir ördek kadar ürkekti.

Lakin Charlotte, ileride utançtan kıpkırmızı kesileceğinden bihaber yürümeye devam etti.

<33

uzun oldu biliyorum ama birinin onlarib agzina sicmasi gerekiyordu,
kadinin da ismini ogrendik eheh

friedrich'in kambur çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin