"Saçlarımı mı örüyorsun?"
Friedrich cevap vermedi, dalmıştı. Parmakları arasında kolayca kayıp kıvrılan tutamlarla oynuyordu.
İkisi bir süredir çimenlerin üzerindeydi, açlardı. Charlotte çok net bir şekilde açlığını hissediyordu. Lakin bir yanı Friedrich'le vakit geçirmek istediği için ses çıkarmıyordu. "Baksana," dedi Charlotte en sonunda, midesi kasıla kasıla beyni patlayacaktı.
"Gidip çeşmede elimizi yüzümüzü yıkayalım, daha sonra fırından poğaça alıp yiyelim, hm?"
Friedrich'in bakışları durgunlaştı, parası yoktu çünkü son parasını da o fırında düşürmüştü. Dudakları bunu söylemek için ayrıldığı vakit, Charlotte gülümsedi. "Ben ödeyeceğim, Friedrich. Endişe etme." Yanağından öptü daha sonra.
Ses edemedi yine Friedrich, bu ne anlama gelirdi ki kadın için? Ondan faydalandığını düşünüyor olabilir miydi? Ya da aciz bir varlık-
"Sakın, iç dünyanda kendine hakaret etme." Charlotte'un sesi bıçak gibiydi, adam sesini duyunca irkilip alık alık baktı kadına. "Hı?"
"Diyorum ki, kendini ezmeyi bırak." Charlotte bir hışımla ayağa kalkınca, adamın parmakları arasında tuttuğu saçları uçtu. Kadın onu ayağa kaldırdı, adam ilk sersemledi çünkü yeni uyanmıştı. Bu tuhaf suratı kadının içini kıpır kıpır etti.
"Hadi gel." Elinden tutmak isteyince, Friedrich elini çekti.
"Ne oldu?"
"Ben... ya biri görürse?" diye mırıldandı korkuyla.
Kadının kaşları çatıldı, "Friedrich, beni öptün."
Sarsılmaz gerçek adamın yüzüne çarptı ve adam öyle bir afalladı ki, kadın güldü. "B-Ben, şey-"
"Lütfen," dedi Charlotte gülerek. Adama yaklaştı ve kolunu okşadı. Omuz silkti sadece, sonra gülümsedi. "Tanrı'm, Friedrich adam öldürmüyoruz ya."
"Fakat biz-"
"Evet, evet. Farklı sınıflar falan..." Charlotte nefesini verdi dışarıya bıkkınlıkla. Friedrich onu kızdırdığını düşününce telaşa kapıldı lakin kadın hemen haylaz bir çocuk gibi adamın elinden tuttu, çekiştirdi çeşmeye kadar.
"Bu kadar diken üstünde durma, Friedrich." Charlotte, tuttuğu elin üzerini okşadı. "Seni tam anlayamam, Tanrı biliyor lakin bunu atlatacaksın. Güçsüz değilsin."
Friedrich cevap vermek istemiyordu aslında, sonuçta yıllardır kasabalılar tarafından hor görülmek onun suçu değildi.
Çeşmeden uzaklaşıp kendilerine birer poğaça aldıklaro vakit yeniden çimenlere oturmuşlardı.
Etrafta çoğalan insanların bakışları rahatsız ediciydi, adam rahat davranamıyordu.
Poğaçalarını yediklerinde ve çayıra gittiklerinde, Charlotte adamın elinden tuttu.
"Baksana Friedrich," dedi.
"Hm..."
Derin bir nefes aldı kadın. Hafif rüzgardan sallanan saçları yüzünü örttü. "Eğer biri senin ahlakını sorgularsa, bil ki o en ahlaksızıdır. Pekala doğrudur da." Gülümsedi.
"Buluşmadığımız vakit, seni rahat bırakmazlarsa, susmak zorunda değilsin. Konuş ve dik dur." Bir anda Charlotte ona doğru dönüp sarıldı.
Hafif şampuan kokusunu yeniden duyumsadı adam.
Charlotte o gün adamın iki satır arası gözyaşlarını öptü.
xx
final veremiyorum saka mi
yetwr artikek not, yks bitti ve bend bittim simdi de saldim bolumu<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friedrich'in kambur çiçeği
Spiritualinançsız ve dinsiz friedrich'in bir gün kilisenin önünden geçmesiyle başlamıştı her şey. böylece çiçeği de açıvermişti. 260322, rinophelia