İkisi de bir süredir soğuk kaldırımda oturuyordu.
Friedrich artık ağlamıyordu. Kafası kadının omzundaydı. Kaldırmak istemesini bir yana bıraktı, asla o gücü bulamadı kendinde.
Charlotte ne yapacağını bilmiyordu. Onu daha sessiz bir yere götürmeyi teklif etmişti lakin Friedrich hiddetle karşı çıkınca ısrar edememişti. Yalnız da bırakamıyordu ki adamı.
Kadın kafasını adama doğru eğdi. "İyi misin Friedrich?" Kısık, pamuk gibi bir ses adamın kıvırcık saçlarına değdi. O an irkildi adam gözle görülür bir şekilde. Kıpırdamadı lakin içi titremişti sıcak nefesten dolayı.
Cevap vermeden kafasını omzuna sürdü kadının.
İç çekti Charlotte. "Seni kim ağlattı, Tanrı aşkına?" Sinirim bozuluyor. Seni böyle görmek sinirimi bozuyor Friedrich.
"Gözlerin şişmiş Friedrich." Nazik parmaklar adamın yaştan kupkuru yanaklarına dokundu. Üstündeki hafif çilleri şimdi fark etmişti. İçi sevgiden tomurcuklanıverdi. Yavaşça adamın göz altlarına oradan da hemen gözlerinin üzerine kıpırdayınca adam nefesini tuttu tüm gücüyle.
"Kalbim acıyor," dedi adam. Sıcacık nefesi seyrekti.
"Biliyorum." Bunu söylemek kolaydı gerçi. Charlotte gerçekten hissediyor muydu kırıldığını? Friedrich'in acısını anlıyor muydu?
Kadının bir diğer eli adamın sol bileğine bağlı olan fuları tuttu. Yavaşça okşadı üstünü. Parmakları bu sefer adamın güçsüz bembeyaz tenine dokundu. Tüy gibiydi dokunuşları. Adamın mayışmasına neden oluyordu.
"Önceden tanışmadığımız için üzgünüm, Bayım." Charlotte yutkundu ve hafifçe bileği okşamaya, diğer eliyle de adamın yanağında gezdirmeye devam etti.
Kıvırcık saçlar kıpırdadı.
"Değersiz bir çöp parçasıyım, Madam."
"Friedrich," dedi Charlotte şaşkınlıkla. "Sen özelsin."
"Değilim."
"Öylesin."
Friedrich hiddetle başını kaldırarak kan çanağı olan gözlerini kadının gözlerine dikti. Charlotte'un kalbinin içinde, bir yerlerde bir şeyler tıkırdadı, kırılıverdi. "Değersiz bir varlığım," dedi kısık bir sesle Friedrich.
Sesi pürüzlüydü. Adamın bu isyanı kadının kalbini sarstı. Kadın ellerinden tutup kendine çevirdiği adamın yüzünü dikkatle inceledi. Ani çekilmeyle birlikte kalbi gümbürtüyle atan Friedrich yutkundu. "Sen... nasıl böyle söyleyebilirsin Friedrich?"
"Tanrı'nın kabul etmediği bir kulum. Beni kendi kafalarında soktukları kalıplar için yıllarca yaşadım." Sesi ortalarda çatladı adamın. "Ve ben... artık bıktım."
"Ben..." Kadın konuşamadı. "Bunu yenebiliriz. Sana yardım edebilir ve-"
Adam elinde olmadan itirazla kafasını salladı. "Hah."
Şaşırdı kadın. "Kimse benim gibi çulsuz, zavallı bir adama yardım etmez Charlotte." Sona doğru sesinin kısıldığını fark ettiği an Charlotte yeniden sarıldı adama. Ve sadece, "Sus," dedi. "Kalbimi ve kalbini kırmayı kes."
Gözleri sönüktü adamın. En çok kalbini yaralayan da buydu kadının. O gözlerin bir gün ışıl ışıl parıldamasını istiyordu.
Tuhaf bir sessizlik oluştu. Bu sessizlik, uzun ve tüyler ürperticiydi.
İkisi de sırtını soğuk duvara yaslamaya devam ederken, Charlotte doğruldu. Dizlerini uzattı. Paltosunu dizlerine koydu ve her iki eliyle adamın yanaklarını kavrayıp kendisine bakmasını sağladı. "Uzan dizlerime," dedi.
Friedrich anlayamadı ilk başta fakat Charlotte beklemedi onu. Kafasını eğdi ve uzanmasını sağladı. Friedrich şaşkınlıkla doğrulmak istedi. İzin vermedi kadın. "Uzan."
En sonunda karşı çıkamadı. Uzandı paltosunun üzerine.
Kadın yavaşça kıvırcık saçları okşadı.
Yumuşacık, tıpkı Friedrich'in kalbi gibi.
"Sen hayatımda tanıdığım en güzel insansın, Friedrich. Aksini dahi düşünme." Charlotte'un nahif sesini duydu. Devam etti kadın. "Asıl onlar birer çöp parçası."
Cevap vermedi adam. Sadece kadının o narin ellerinin hissiyatını iliklerine kadar işledi.
Lakin o kapalı gözlerin ardında kadının sessizce yanaklarından kayan gözyaşlarını görmedi.
<33
alin size drama aglixam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friedrich'in kambur çiçeği
Spiritualinançsız ve dinsiz friedrich'in bir gün kilisenin önünden geçmesiyle başlamıştı her şey. böylece çiçeği de açıvermişti. 260322, rinophelia