ve bitkin ruhu

136 27 61
                                    

Yağmur öğleden beri devam ediyor, eyfel kulesi için dünyanın öbür ucundan gelen insanlar kaçışıyor.

Bay Friedrich insanları karıncaya benzetiyor, bu benzetmeye kendisi güldü.

Yağmurdan haz etmezdi lakin üzerine düşen damlaların ağırlığı altında ses etmedi. Yürüdü yol boyunca. Kimsecikler yoktu, yeniden yalnız başına kalakalmıştı.

Elleri cebinde, kafasını kaldırıma eğmiş ve sırılsıklam bir halde evine doğru gidiyorken, bir anda hafif bir havlama sesi kulaklarına ilişti.

Bay Friedrich şaşırıverdi, bu saatte kim dışarıda olurdu, Tanrı aşkına?

Gözlerini etrafta gezdirdi, sesin sahibini bulamadı ve daha sonra bulmak için pek de gerekli bir çabaya girişmedi.

Toprağın yoğun kokusu burnunu yakıyordu. Titredi, baştan aşağı tüyleri mahvolmak istercesine sarsıldı.

Gözleri bir yere takıldı.

Bir kadın, kilisenin önünde sakat Marco'yu seviyordu.

Marco, kilisenin bahçesinde yaşayan tuhaf kişilikli bir köpekti. Ne saldırgan sayılırdı ne de tembel. Tüyleri kahverengi, tek bir gözü kör ve arka sol patisi kırık olan, yürüyemeyen ve insanların işe yaramaz dediği o köpekti Marco.

Lakin bu kadın, ne tuhaftır ki Bay Friedrich'in dikkatini çekmişti.

Hiç yadırgamadan o çamur yığınına dizleri üzerine çökmüş, elbisenin kirlenmesini umursamadan veyahut köpeğin saldırgan olup olmadığını bilmeden fevri davranıyordu.

Gerçi, Marco bu sevgiden rahatsız değildi. Kadın sevdi, sevdi, daha çok sevdi. Köpek sevgiden deliye dönecekti.

En sonunda, kafasını kaldırdı kadın.

Bay Friedrich'in göz bebekleri korkudan titredi.

Ve bitkin ruhu gördüğü manzara nedeniyle irkildi.

xx

<3

friedrich'in kambur çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin