on altı

667 30 1
                                    

~İlkim Leyla Mert

Zordu. Jimnastik gerçekten zordu ve beni yoruyordu. Bugün de antrenman çıkışında derin bir nefes almıştım.

Eskisi kadar hoş gelmiyordu gözüme.

Eski koçumuz birçok konuda yardımcı oluyordu ama yeni gelen adam bizi birer oyuncak gibi görüyordu. Daha geleli iki ay olmuştu ama direkt "Olimpiyatlara katılacaksınız." demişti.

Grupta anne olan ya da sınava girecek olan kişiler vardı. Benden küçük iki kişi de vardı. Bu adam bizi öldüresiye çalıştırıyordu.

"Pişt!" duyduğum sesle güldüm. Arkamı döndüm ve elini cebine koymuş, sırtını ağaca yaslamış serserinin yanına ilerledim.

Okulda iki gündür onun yanındaydım. Sanırım, gerçekten sevgiliydik. Gülümsedim ve ona sarıldım. Ellerini belime sarıp burnunu saçlarıma yasladı.

"Serseri gelmiş." dedim ve çenemi göğsüne yasladım. "Serseri sana geldi." dedi ve burnumun ucunda öptü. "Aç mısın?" düşündüm.

"Açım galiba." deyip geri çekildim. Ve ilerlemeye başladım. Köşede bir kafe vardı, oraya gidebilirdik. Hızla yanıma yaklaştığını fark ettim.

Eli önce bileğime, ardından elime sürtündü. Daha sonra parmaklarını parmaklarım arasından geçirdi ve ben kalakaldım.

"Böyle hızlı gideceksen yandık."

Sanırım kalp krizinden ölmek üzereydim. İlk kez el ele tutuşmuştuk. Güzeldi. Hoş bir duyguydu.

"Çıkışta yer kalmıyor ya, biraz hızlı gitmeliyiz."

Elimden çekip kendine yaklaştırdı ve belimi koluyla kavradı. "Yorgun görünüyorsun," deyip kafeye ilerledi. "Hoca yoruyor." dedim ve ona döndüm. "Dersaneye gitmedin mi?"

"Deneme vardı bugün," kafamı salladım ve kafeye girdim. Peşimden geldiğini biliyordum. Köşede bir masayı boş bulunca hızla oraya geçip oturdum.

"Hocayı şikayet etsenize, güzelim." deyip köşedeki menüye bakıyordu. "Bırakmak istiyorum jimnastiği." kaşlarını kaldırıp şaşgınca bana bakıyordu. "Neden?"

"İçimde kötü bir his var." güldüm. "Başka bir alana mı ilerlesem, basketbol falan?" güldü ve garsonu çağırdı. "Ne yiyeceksin?" dediğinde güldüm. Garsonu çağırdıktan sonra aklına gelmişti ama bu rahatsız edici değildi. Tahminen aklına bana da bir seçim yapmıştı, sadece teyit ediyordu.

"Çay ve karışık tost." dediğimde güldü. "Pekala," Garson yanımıza gelince "Abi bize, iki çay iki de tost. Karışık." dediğinde garson yazıp gitti.

"Anlat bakalım." dedi. "Neyi?"

"Jimnastik olayını."

***
yedekteki bölümleri kontrol etmeden atıyorum, bir şeyler eklemem gerekmiyordur umarım.

sınav haftam geldi. haziranın ilk haftasına kadar yokum. eğer yazmaya vakit bulursam, bölüm atarım <3

GÖZ ÖNÜNDE | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin