yirmi altı

384 18 5
                                    

Yorgunluk. Birçok şeyi bunun arkasına kaçarak erteliyorduk. Yorgun olduğum için bir süredir Ömer'le konuşamıyordum. Okuldan dershaneye, dershaneden kütüphaneye, kütüphaneden de eve geliyordum.

Bir dönemi bitirmiştik, sınav giderek yaklaşıyordu. Ömer şehir dışında okuldaydı ve ben onu çok özlemiştim. İkimiz de birbirimizle telefonla konuşuyorduk ama bu yetmiyordu. Bir haftadır Ömer'le konuşamıyordum bile, o da bana mesaj atmıyordu zaten.

Okulunu sevdiğini ve yeni arkadaşlar edindiğini biliyordum. Bir gün onu ziyarete gidecektim. Sadece, monoton hayatım beni yoruyordu. Bir kez kaçamak yaparsam düzenim bozulurdu. Ama özlediğim için aklım biraz da onda kalıyordu. Yutkunup çalışma masamın sandalyesine kafamı yasladım.

Aylardır yüzünü görmüyordum.

Evin zili çaldığında kaşlarımı çatıp kalktım. Annem evden yeni gitmişti ve babamın gelmesine daha üç saate yakın bir süre vardı. Ülkü gelmiş olabilirdi, ders anlatmaya geliyordu ama bugün antrenmanı vardı. Oflayarak odamdan çıktım ve kapıya ilerledim. Kapının deliğinden baktığımda Poyraz'ı görünce kaşlarımı çattım.

"Dünya'nın en mükemmel arkadaşı geldi!" dedi ve elindeki paketi havaya kaldırdı. "Ve hamburger yiyip ders çalışacaklar," dedi somurtarak. Diğer kolundaki çantayı gösterdi. Gülümsedim, "Hoş geldin," dedim ve ona sarıldım. Poyraz'la sadece okulda görüşüyorduk, aynı dershanelere gidersek ders çalışmayacağımızı bildiğimiz için farklı yerleri seçmiştik.

"Ölmüşsün bebeğim," dedi ve kapıyı kapatıp odama yürüdü. "Öldük tabii," dedim ve peşinden ilerledim. Odaya girmeden önce mutfaktan iki bardak kapmıştım.

"Çok yorucu," dedi Poyraz masanın üzerindeki kitaba bakarak. Fizik çalışıyordum. "Sen fizik okumayı aklına koydun?" kafamı salladım. Ömer'in okuduğu bölüm de fizikti. Fizik hoşuma gidiyordu.

"Ömer'le konuştun mu hiç?" dedim. "En son finallerine hazırlanıyordu." sonra araya sınav haftam girmişti ve bir süredir konuşamıyorduk. "Bilmiyorum bebeğim, konuşmuyoruz bir süredir." kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Şehir dışında ya hayatım, biz Ömer'le öyle ölsek de konuşacak tipler değiliz, okulu hatırla. Birbirimizin suratına bile bakmıyorduk." doğruydu. "Şehir dışında olunca aramıza mesafe girdi." dudaklarımı büzdüm. "Haklısın," diye mırıldandım.

Telefonuma uzandım, tam Ömer'le olan konuşmamıza girecektim ki bilmediğim bir numaradan mesaj geldi.

bitti.

Ne? Kaşlarımı çattım ve Poyraz'a döndüm. "Bu ne?" dedim ona göstererek. "Ömer'in bir arkadaşının numarası, sanırım. Bir kere telefonunu unutmuştu. Onunla aramıştı." kaşlarımı çattım.

"Doğru dürüst anlatır mısın? Anlamıyorum," dedim. "Ömer birkaç hafta önce bu numaradan aradı beni." telefonunun arama kaydını göstererek. "Oradaki yakın bir arkadaşınınmış telefon, telefonunu evde unuttuğunu ve beni bir şey için aradığını söyledi." kaşlarımı çattım.

"Eee, ne için aramış?"

"Hatırlamıyorum, ama işte öyle. Bir arkadaşının numarası."

Aklım senaryolar üretiyordu. Dayanamadım ve atılan mesaja cevap verdim.

?

Sırada sadece beklemek kalmıştı. Şu an burada ne döndüğünü anlamam gerekiyordu. Yoksa kafayı yiyecektim.

Bitti, ilişkiniz. Ömer dün gece benimleydi.

Elim ayağım boşalmıştı. Telefon elimden düştü. Dün gece. Benimle. Yutkundum. Yapmazdı ki, Ömer öyle yapmazdı. Gözlerim dolmuştu, karşımda oturan Poyraz'ı bile göremiyordum. "Hey, ne oldu?" dedi kaşlarını çatarak.

"O... O... Yalan değil mi? Lütfen yalan olsun?" dedim titreyerek. Bacaklarımı kendime çektim. Kollarımı bacaklarımın etrafına sardım. "Bir tanem, bunu Ömer'den duymadığın müddetçe inanmamalısın." dedi. "Hem belki o anlamda demedi." dedi.

"Bitti diyor." dedim titreyerek, etki etmemesi lazımdı. Ben bu sene olacak her olaya kapatmıştım duygularımı. Ömer'le olan olay anlık gelmişti. Şok etkisi yaratıyordu.

Bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kesik nefesler alıp ağlıyordum. "Değildir," dedim.

Kapı çalmıştı, açabilecek durumda değildim. Tekrar çalmıştı. "Açmıyorum, evde yokum," diye bağırdım ağlayan sesimle. Kapıya daha sert vurmaya başlamıştı, kapının ardındaki kişi. Poyraz kalktı ve kapıya ilerledi. "Açma ya!" diye bağırdım, odadan çıktığı an odamın kapısını kilitlemiştim.

Kapıyı açmaya çalışıyorlardı. "Açmıyorum!" diye bağırdım. "Defolun!"

"Güzelim, açar mısın kapıyı?"

***
size bölüm atmazsam ölürmüşüm ❤️

 

GÖZ ÖNÜNDE | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin