9 Şubat 2020
"Minhyuk! Jungkook'u sıkı kavra düşürecek gibi tutuyorsun!"
Minhyuk, gözlerini devirip kolunu tutarak Chaeyoung'a doğru kaydı. "Defalarca tekrar ettik, kollarımda hâl kalmadı artık!"
Chaeyoung da Minhyuk'a göz devirdi. "Bunun için spor yapıyorsun ya zaten, kasların mı söndü bir günde?" Minhyuk, sahte bir kahkahayı Chaeyoung'un yüzüne doğru attı. Birbirlerine gıcık sırıtmalar gönderiyorlardı.
Pes eden Chaeyoung oldu ve Jungkook'a seslendi. "Soyunma odalarına gidiyorum, gel dönüşlerini çalışalım!" Aslında bu işi piste çıkmadan önce ısındıktan sonra yapıyorlardı ama Minhyuk buzda tekrar etmek istediğini söylediği için direkt başlamışlardı. Chaeyoung şimdi bunu yorgunluklarını alsın ve soğumasınlar diye yaptıracaktı. Jungkook, başını sallayıp pistin diğer ucuna kaydı, serçe parmağı patenin içinde yara oluyordu. Patenler artık yeterli gelmeyecek kadar eskiydi. Bu yüzden katlanamayıp deri puflardan birine oturarak bağcıklarını çözdü.
Ellerinde patenleriyle Chaeyoung'un arkasından gitmeye devam etti. İki duvarı aynayla kaplı olan, yerleri beyaz parkelerle döşenmiş salona girince köşedeki minderin üzerine kendini attı. "Su vereyim mi?" Sadece baş sallamakla yetindi ve Chaeyoung'un bir elindeki suyu kendisine atmasını bekledi.
Havada tuttuğu şişeyi dudaklarına yaslayıp kurumuş ağzını ıslatırken Chaeyoung'un söylenmesini dinliyordu. "Çok su içme, sen soğumadan devam edeceğiz daha. Zorlanırsın, karnını şişirme." Umursamadan yarısına geldiği şişedeki suyu, üzerine dökülmesi umursanmadan sertçe elinden alınana kadar içti. "Jungkook!"
Derince soluğunu verip ayaklandı, pistte üşüdüğü için üstünden çıkarmadığı sökük ceketi çıkartıp minderlerin üzerine koydu. Altındaki siyah, tüylenmiş taytı tutup bileklerinden biraz daha yukarı çekerek hafifçe sallandı. Isınma hareketlerini yapmasına gerek yoktu ama yine de ellerini başının üzerinde birleştirip kollarını kaldırarak parmak uçlarında yükseldi. Biraz daha tekrar ettikten sonra gerinerek aynanın önünde telefonla konuşan Chaeyoung'un yanına gitti.
Chaeyoung, "Evet, sıkı çalışıyoruz dediğim gibi. Ama senin de bir görmeni isterim, gayet iyiler. Yarışmadan önce değerlendirmek için izlersin değil mi?" Diyerek tırnaklarıyla oynuyordu. Başıyla omzu arasındaki telefonun yerini düzeltti. "Hadi ama Taehyung! Mutlaka görmeni istiyorum! Daha tecrübeli birinin görüşü işimize yarar!"
Jungkook, konuşmasının bitmeyeceğini anlayınca onu beklemeyi bıraktı. Kollarını etrafına sarıp sol ayağından güç alarak kendini yukarı ittirdi, havada elleri göğsünde çarpraz bir şekilde döndükten sonra sağ ayağını geriye doğru havada kaldırıp ellerini iki yanına açarak tekrar sol ayağının üzerine indi. Koreografinin dönüşlerini tekrarladı dakikalarca, her seferinde hızını almak için birkaç kez ayağının üzerinde zıplaması gerekiyordu.
"Tamam, öyleyse! Haftaya seni bekliyor olacağım!"
Chaeyoung, telefonu kapatıp Jungkook'un yanına geldi. Aynadan göz göze geldiklerinde "Taehyung." Dedi, telefondaki kişiyi belirterek. "Çocuklar için olan kurslardan bir arkadaşım, çok daha tecrübelidir. Gelip bakmasını rica ettim."
Jungkook, anladım dercesine kafa sallayıp kaldığı yerden devam etti. Chaeyoung nihayet gelip onu izlemeye başladığında Minhyuk ile beraber yapması gereken hareketlere gelmişti. Durup aynadan ona baktı. "Minhyuk gelmedi." Dedi kısıkça. Sonuçta figür çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İ𝓬𝓮 𝓐𝓷𝓰𝓮𝓵
Fanfiction"Yoğun bir acının içine hapsolmuş bedenimi bir tek sen kurtarabilirdin. Ben öyle şeyler yaşadım ki, insanlar acıyamadı bile. İyi ki geldin. İyi ki beni o karanlık kuyunun dibinden çektin." "Kader seni bulacak yolu çizmeseydi de meleğim, ben yine...