11.Bölüm "Hüzün"

306 19 72
                                    

Bazen insan her şeyi unutur ve gözünün önündekine odaklanır ya, bu onu diğer tüm olaylardan soyutlar. Sadece gördüğüne inanmak istemez, fakat her şey büsbütün ortadadır. Bu durumu tamamıyla yaşıyordum.

Düşündükçe kendime kızdım. Bir kere ben Baturalp'in neyiydim? Bana yüz vereceğini falan mı sanmıştım? Sadece arkadaştık ve fazlası olamazdık. Belki olurduk diye düşünmüştüm önceden.

Minik olan bu ihtimal de yok olmuştu. Sonra mantık tarafıyla baktım olaya. Hayatta her şey aşktan ibaret değildi, olamazdı da zaten. Ama umursanmayacak bir kavram değildi. Her insana sevilmek isterdi; ne şartta olursa olsun sevilmek insana güzel hissettirirdi.

Baturalp'in gözlerine odaklanmışken bu kadar çok şey zihnimden saniyeler içinde geçiyordu. Gözleri bana kenetlendiğinden ben de gözlerimi çekmedim onun gözlerinden. Gözyaşlarımı tuttum.

Niye ağlama isteğim geliyordu ki? Onu daha doğru düzgün tanımıyordum bile. Yanındaki kız da bana bakıyordu. Zar zor dudaklarımın kıvrılmasını sağladım. Bu sahte gülüşten çok acı bir gülümsemeydi. Baturalp kolunu kızın belinden çekti.

''Sonunda!'' dedim içimden. İçimde büyük bir kargaşa yaşarken bunu dışa vurmamak için büyük bir çaba gösteriyordum.

Baturalp'in soru sorar gibi bakan gözlerine bakınca elimle 'ne?' anlamına gelecek şekilde salladım.

Biraz daha ona bakarsam gidip saldıracak duruma gelebileceğimden korkuyordum. Sol ayağımın üzerinde 180 derece dönüp biraz daha gezme kararı aldım kendimce. Çünkü bu... Kesinlikle beni ilgilendirmeyen bir konuydu. Yani... Baturalp'in kimlerle takıldığı beni alakadar etmezdi.

Elimi yumruk yapıp yürürken aklıma Doğukan'la geçen o konuşmamız geldi. Çok sinirliydim ve onu terslemiştim. Ki haketmiyor da değildi. Neler olduğunu bilmek istiyordum. Neden bu kadar soğuk olduğunu... Birden bana yanaşmaya başlaması... Vakitsiz şeylerdi bunlar.

Kafamı onları görecek şekilde kısa bir süreliğine o tarafa çevirdim.

Kız bana tiksindiğini belirten bakışlarla baktı. Hey! Ne yapmıştım ki böyle yapıyordu? Aslına bakılırsa böylesi daha iyiydi. Duygularımız karşılıklıydı nasıl olsa. Sonra gözlerimin içine bakarak Baturalp'in omzunu sıvazladı ve "Boşver onu." dedi. Dudaklarını okuyordum çünkü uzaktaydım. Baturalp'e bakmadan tamamen önüme döndüm. Gözlerimi içimdeki öfkeyi dindirmek için birkaç kere kapayıp açtım. Sinirliydim... Hem de çok. Nereye gittiğimi bilmeden yürümem bir sorun belirtmiyordu. Sitenin içindeydim nasıl olsa.

Fakat hızlı adımlarım dolayısıyla nefes nefese kalmıştım ve bacaklarım sızlıyordu. Artık eve gidebilirdim. Nasılsa yapacak bir şeyim kalmamıştı. Hem bazı kişilerin göz zevkini bozmak doğru olmazdı.

**

Az uyumanın verdiği yorgunluk üzerimdeydi. Zombi gibi hissediyordum kendimi. Ruhum çekilmişti sanki, kafam zonkluyordu, yaşanması anlamsız bir yerde yaşıyor gibiydim. Uykum vardı ama uyumam için vaktim yoktu. İğrenç geçen haftasonumun ardından ondan daha iğrenç olacak olan hafta içine giriş yapıyordum.

Pazartesi günleri midemin bulanmasına neden oluyordu. Hem pazartesi kelimesi bile tiksinçti. Fazlasıyla iğrendirici...

Pazar günü cumartesinin verdiği saçma anılar nedeniyle boka sarmıştı. Tüm gün evden çıkmayıp yatağımda film izlemiştim. E haliyle kendimi bok çukurunda gibi hissediyordum. Okulun başlamasına bir saat vardı ve ben duş alıp pisliklerimden arınmayı planlıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin