"Muhattabımın bir çocuk olduğunu bilseydim kartlarımı ona göre oynardım yang."
Giyinme dolabımı sertçe kapatıp yaslanan hyunjine bakarken gülmüş ve üstümdeki formayı çıkarmaya başlamıştım.
"Annelerine şikayet eden çocuklar gibisin."
"Teşekkürler hyunjin, tamam hyunjin. Gidecek misin artık?"
Üstümdeki formayı omuzlarımdan çıkarırken ona dönmüş ve bıkkınca bakmıştım.
Bazen bu adamla uğraşmak yoruyordu beni.
"Oh bugün modunda değil misin yoksa? Sorgu kötü mü gitti?"
"Hayır adamı gayet iyi konuşurdum, yarın işini bitirmek için çıkacağız. Yorgunum ve seninle uğraşacak enerjim yok, yarın devam edelim olur mu yakışıklı şey?"
"Yorgunluğunu alayım istersen?"
"Yürü oradan."
Ellerini cebine atan hyunjin sırtını dolabımdan çekerken çıkışa doğru adımlamış ve arkasına dönerek bana iyi şanslar dilemişti.
"Umarım başarısız olursun."
"Teşekkürler bende seni seviyorum!"
----
"Yine birileriyle flört etmek istemiyorum lütfen düzgün bir görev verin artık bana."
"Mızmızlanıp durma jisung bu görevi bir kez aldın."
Silahımı belime yerleştirirken deri ceketimi üstüme çekmiş ve hepsinin önünden çıkmıştım.
"Jeongin~ patronu bugün de kaçırırsak ne ol-"
"Kaçırmayacağız."
"O zaman vaka hyunjine kalır."
Yanıma gelen bir başka ekip arkadaşım konuşurken durup onlara doğru dönmüş ve sinirle bağırmıştım.
"Ölmek mi istiyorsunuz?"
"Özür dileriz!"
Hepsinin konuşmasından sonra gözlerimi devirerek karakoldan çıkmış ve arabanın sürücü koltuğuna oturarak arabayı çalıştırmaya hazırlanmıştım.
"Bayan seo arıyor."
"Ne oldu şimdi?"
Jisung elinde tuttuğu telefonu bana uzatırken bir yandan sabır dilenmiş ve telefonu açarak gülümsemiştim.
"Buyurun bayan seo."
"Ekibini toplayıp yanıma gel."
"Ama sej-"
"Hemen."
"Geliyoruz efendim."
Telefon yüzüme kapanırken dilimi yanağıma bastırmış ve arabadan inmiştim.
"Ne yapacakmış bizi?"
"Bilmiyorum."
"E adam kaçacak amına koyayım?"
"Çağırıyorsa sorumluluğunu da bayan seo alsın o zaman!"
"Bugün çok sinirli."
"Hyunjin bulaşmıştır yine boşverin."
Hızlı adımlarla geldiğim yere geri giderken kapının yanındaki pencereden gördüğüm bedenlerle yerimde durmuştum.
"Bunların ne işi var burada?"
"Of minho da burada, ben bu çocuğu iki dakikaya kalmaz döverim."
Jisung gözlerini kısarak konuştuğunda sıkıntılı bir nefes vererek kapıyı tıklatmış ve içeriye girmiştim.
Hyunjin ve ekibinin tam karşısına geçilirken ortamdaki sessizlik öfkemizi katbekat arttırıyordu.
Karakolda birbirinden ölesiye nefret eden ekiplerdik ve tesadüfe vakılırsa herkes gruptan birine karşı nefret doluydu.
"Burada neden toplandık bayan seo artık söyler misiniz?"
Hyunjin eli belindeyken konuştuğunda diğerlerinin de kafası bayan seo'ya dönmüş söyleyeceklerini bekliyorlardı.
"Küstah herif."
"Biraz daha sesli konuş jisung duyulmuyor sesin."
"Kes."
"Dilin çok uzamış bakıyorum?"
"Seni varya şimdi."
Minhoya doğru atılmaya çalışan jisung'un bedenini kolum yardımıyla geriye ittirmiş ve konuşan bayan seo'ya odaklanmıştım.
"Artık aynı ekiptesiniz."
"Ne?"
"Ne?"
_______________________________________________
Ne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
collaboration || hyunin
Fanfiction"Onunla aynı ekipte olmak istemiyorum!" "Tüh ben seninle aynı ekipte olmak çok istiyordum yang jeongin!" _________________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunu...