20

411 73 26
                                    

Yatağın üstündeki silahımın mermilerini tamamen doldurduğuma emin olduktan sonra sakinleşmek adına birkaç kez derin nefesler alıp verdim. Silahımı elime alıp son kez odadan çıkarken bu sırada da herkes odasından çıkmış yanıma gelmişlerdi.

"Jeongin sakin ol, kıpkırmızı olmuşssun sinirden."

"Ben önden gireceğim jun kameraları halletmeye git sen, siz de benimle gelin."

"Önce sakin ol."

Jisung'un dediği beni daha da sinirlendirdiğinden onu ters bir bakışla susturdum sadece.

"Hyunjin komaya girip ölmeden onu oradan çıkarmamız lazım. O yüzden sikik kelimelerinizi kendinize saklayın."

Bütün hepsini uyarmama karşılık jisung da geri adım attığında koridorun başına doğru ilerlemeye başladım, aradığım odanın önüne vardığımda arkamdaki minho'ya doğru konuştum.

"Minho adamların kimseye haber vermediğinden emin ol odada bekle kapıyı da kilitle."

"Emredersiniz."

Beni onayladığında tekmemi bir iki kez sertçe kapıya vururken silahımı da nişan alarak tam karşıya tutmuştum.

Kapı açıldığında geçen gün gördüğüm adam silahı gördüğü gibi korkuyla kalakalmıştı yerinde.

"Kafan yerinde kalsın istiyorsan çekil."

Geriye doğru giden adama karşılık ben de üstüne giderken arkasındaki adam da bizi gördüğünde ellerini kaldırmıştı.

"Kaldır şu yatağı."

"Yapama-"

"Kaldır dedim, tekrarlanmayı sevmem."

Namluyu çekişime karşılık korkuyla yatağın yanına varırken yandan bir düğmeye basmış ve yatağı kaldırmıştı. Merdiven gözlerimin önüne serilirken bizimkilere seslenerek yavaş adımlarla inmeye başladım merdivenleri.

"Çelik yelekleriniz var mı diye sormama gerek yok herhalde?"

"Var amirim."

"Aferin."

Üç kişiyi odada bırakırken kalanımız merdivenleri inmiş ve geniş koridorda ilerliyorduk şimdi.

"Dağılalım, burasının küçük olmayacağı belli."

"Bayan seo'ya haber verdim, destek de yolda."

"Aferin sana garam."

"Şimdi jun garam sola, jisung sen benimle gel, siz de sağa. Dikkatli olun yaralanmayın."

Hepimiz dağılırken jisung ve ben ileriye doğru ilerlemeye devam ettik, iğrenç içki kokusu bütün alanı sarmıştı şimdi. Yüzümü buruşturmadan edemedim.

Jisung etrafına bakınarak dikkatlice yürürken ben önünde hiç bir yere bakmadan yürüyordum. Hyunjin'i bulmak tek gayemdi.

İleride yine bir yol ayrımını vardığımızda önümdeki kapıyı açtım, burada kimse yoktu.

"Jisung sen sağa git ben sola."

"Tamamdır amirim."

Jisung sağa dönerek ilerlerken ben de ilerlemeye başladım, fazlaca oda vardı. Hyunjin'i nasıl bulurdum bilmiyordum.

Bir yerlerden bağırışmalar geldiğinde anladım diğer ekiplerin de geldiğini. Bu bana cesaret verdiğinden rahatça ilerlemeye başladım ve ileride bir odaya takıldı gözlerim. Kapısında iki tane koruma vardı.

"Lütfen burada ol."

Koridorun diğer ucundan gelen ekiplerden birkaç kişi adamları yakaladığında koşar adımlarla kapının önüne geldim ve güçlü bir tekmeyle açtım hızlıca ve silahımı doğrulttum içerideki iki üç kişiye.

collaboration || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin