5

548 90 147
                                    

Omzumun yavaşça okşanmasıyla gözlerimi aralamış ve yanımdaki garam'a bakmıştım.

"Geldik uyan hadi."

Kafamı salladıktan sonra ellerimle gözlerimi ovuşturmuş ve soluma doğru dönmüştüm.

"Ne bakıyorsun lan sabah sabah?"

Hyunjin gözlerini gözlerime dikerken ufakça hayıflanmış ve önüne geri dönmüştü.

"Manyak mıdır nedir amına koyayım."

"Gözünüzü açtığınızda bile kavgaya başlamayın."

"Sen onu spastik manyak amirine söyle."

"İşte diyor ki gel beni döv."

"Uçak tuvaletine alayım seni o zaman."

Hyunjin zordan bir gülümseme sunduktan sonra gözlerini devirmiş ve üzerine ceketini giymişti.

Sessizce kahvesini içmeye başlamasından sonra bende gözlerimi devirip garam'a döndüm.

"Hayret bir şey."

Kemerimi bollaştırarak yerimde kalkarken önümdeki jisung'un koltuğuna tutunup saçlarını karıştırmıştım.

"Günaydın~"

"Günaydın canım benim naber?"

"İyi senden?"

"İyi bende her yerim tutulmuş ya."

"Benimd-"

Cümlemi tamamlayamadan pantolonumun kemerinden çekilip hızlıca yerime oturtulmuştum.

Sinirle hyunjin'e dönüp bağırmaya başlayacaktım ki onun koridorun sonuna bakıp mahçupça gülümsediğini görmüştüm.

Kafamı koltuğundan ileri çıkarıp buraya doğru gelecek hostese bende utangaçça gülümsemiş ve geriye çekilmiştim. Muhtemelen yerimden kalktığım için bu tarafa doğru geliyordu.

"İki dakika yerinde duramıyorsun."

"Sanane."

Hyunjin kafasını bana çevirmeden gözlerini devirmiş ve elini ne zamandır tuttuğunu bilmediğim belimden çekmişti.

Bir iki dakika sonra uçak tamamen durduğunda hyunjin yerinden kalkarak ilk önce garam'ın çantasını ona uzatmış ardından da kendisini alarak yerine oturmuştu.

Piç.

"Gıcık herif.."

Sessizce mırıldanıp yerimden kalkarken onun bacaklarının arasından zor bela geçmiş ve koridora çıkabilmiştim. Çünkü hayvan herif bacaklarını ittirebildiği kadar ittirmişti ileriye geçemeyeyim diye.

Ben geçene kadar insanların da çoğu kalkmış haliyle dibime kadar gelmişlerdi.

İstemesem de hyunjin'in yaydığı bacaklarının arasına girmiş ve insanların geçmesini beklemiştim.

"Kucağıma oturmak istiyorsan söylemen yeterli."

Dilimi ağzımın içinde yuvarladıktan sonra bütün ağırlığımı vererek dizlerine oturdum. Fakat o etkilenmemişti bile zayıf olduğumu unutmuştum, yine...

Bana gülüp geçen insanları izlemeye devam ederken ben hepsi geçsin de çantamı alayım diye bekliyordum.

Biraz daha hızlı olamaz mısınız!

"Niye bu kadar zayıfsın amir yang? Yemeğini yemiyor musun?"

"Hyunjin yemin ederim her şeyi siktir eder gebertirim şurada seni, kes sesini."

"İyiliğini düşünmekte suç olmuş."

"Senin düşünmen suç sen sadece sus."

"İyi."

Hyunjin konuşmayıp dizlerini sallamaya başladığında dişlerimi sinirle birbirine bastırmıştım. İnsanlar da haliyle kucağında salladığım için bana bakıyorlardı.

"Sikeceğim ama."

Bacağına sertçe vurduğum da acıyla bağırmış ve öne eğilmişti. Mal ben varım kucağında!

O eğildiği için ayakları geriye giderken hızlıca koluna tutunmuş ve düşmek üzere olan bedenimi yukarıya çekmeye çalışmıştım.

"Kalk tepemden."

"Özür dile."

"Kalk tepemden!"

"Özür dile canımı acıttın!"

"Banane!"

"İyi kalkmayacağım."

Hyunjin iyice üstüme doğru eğildiğinde düşmek üzere olan bedenim yüzünden kolunu daha sıkı tutmuştum.

"Düşeceğim gerizekalı!"

"Özür dile kaldırayım."

"Siktir oradan."

Boşta olan elimi omzundan ittirmeye çalıştığımda yerinden milim kıpırdamaması beni daha sinir etmiş olacak ki sinirle bağırmıştım.

"Özür dilerim kalk artık!"

"İçten değildi ama alışacağız artık."

Elini belime koyarak yerinde dikleştiğinde hızlıca kucağından kalkmış ve çantamı alarak sinirli adımlarla uçaktan çıkmıştım.

Hwang hyunjin kesinlikle beni sinir etmekten başka bir şeye yaramıyordu.

collaboration || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin