Hyunjin'in serumu biteli yarım saat olmuştu, hepimiz otele geri dönmüştük şimdi eşyalarımızı toplamak için.
"Özleyeceğim burasını ya, yemekleri çok güzeldi."
"Aynı şeyi söyleyemeyeceğim."
Garam'ı kinayeli bir şekilde yanıtladıktan sonra hyunjin'i geçerek ikimizin odasının kartını çıkarıp okutarak açmıştım kapıyı.
Hyunjin de ellerini cebinden çıkarmadan girmişti içeriye reddetmeden, jisung alt dudağını dişleri arasına alarak olayın fenalığına vurgu yaparken güldüm ve ben de girdim içeriye hyunjin'in arkasından.
O ses etmeden kenarda yerli yerinde duran valizini yatağın üstüne koyarak toplanmaya başlarken boğazımı temizledim dikkatini çekmek adına. Başarmıştım da, yorgun bakışları bana dönmüştü valizinden.
Evet dikkatini çekmiştim lakin ben ne söyleyecektim?
"Naber?"
Dediğime karşılık bir iki saniye yüzüme bakmış daha sonra da gülerek çevirmişti kafasını.
"İyidir senden?"
"İyi."
"Her nefret ettiğin insan için operasyonu erkene çeker misin böyle amir?"
Gözleri bu sefer bana dönmedi, sözlerindeki alaylı tona karşılık dudağımı dişledim.
"Ne yapabilirdim başka, sen onların elinde ölseydin vicdan azabından geberirdim."
"Şimdi de vicdan azabından gebermen dileğiyle o zaman."
"Telefonun yanında mı?"
"Cebimde neden?"
"Aç."
Anlamaz bir şekilde bana bakarken tekrarladım kendimi ısrarlı bir şekilde, telefonunu cebinden çıkararak internete bağlamıştı. Odada yankılanan bildirim seslerinin arasında bakışları anlık bana kaydığında anlamıştım mesajımın bildirimini gördüğünü.
"Ses kaydı atmışsın iki tane. Hayatıma mı sövdün naptın?"
"Aç."
Bu sefer de ses kaydını başlattığında dün akşam kaydettiğim sesim odada kol gezmeye başladı, gözlerimi yüzünden çekmedim, o da öyle yaptı. Birbirimize bakarken sesimi büyük bir dikkatle dinliyordu hyunjin.
"Hangi cehennemdesin bilmiyorum, saatlerdir seni arıyorum ama yer yarıldı da içine girdin sanki. Bütün oteli aradım, herkese sordum yoksun ortada. Kırdım seni biliyorum, iğrenç bir herif olduğumu da biliyorum ama korktum hyunjin. Bu zamana kadar hep işimle ilgilenmişken birini sevmeye başlamaktan korktum, birine bağlanmak beni korkuttu. Aptalın teki olduğumu ve seni çok kırdığımı biliyorum ama lütfen her neredeysen çık ortaya tamam mı? Biliyorum bir yerlerde içip saatlerini öldürdüğünü ama ben seni girdiğin yerden çıkarıp ağzını burnunu kırmadan çık ortaya."
Sondaki sinirime karşılık güldüğünde ben de tebessüm ettim istemsiz, tamam çok çabuk sinirlendiğimi kabul ediyordum.
Sıra ikinci ses kaydına geldiğinde ufaktan kızarmaya başladım, oysa yüzünde hiç bir ifade bulundurmadan dinlemeye geçmişti yine.
"Hem sana karşı bu kadar öfke dolu olup aynı zamanda da.. nasıl deli gibi sevebiliyorum bilmiyorum. Hislerimi hep geri plana attım, hiç oturup düşünmedim ama biliyorum hyunjin.. senin hislerinin karşılığı var bende. Yarın sabaha kadar gel olur mu? İyi geceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
collaboration || hyunin
Fanfic"Onunla aynı ekipte olmak istemiyorum!" "Tüh ben seninle aynı ekipte olmak çok istiyordum yang jeongin!" _________________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunu...