Kapımın açılmasıyla gözlerimi aralamıştım kısıkça, dün akşam zor da olsa uyumayı başarmıştım ve şimdi erken saatlerde kapımın açılmasıyla hemen uyanmıştım.
Hyunjin gelmiş olmalıydı.
Yüzüme ufak bir tebessüm yayıldı ve yerimde dikleşerek yataktan çıkmaya hazırlandım ki beklediğim kişi yerine minho olduğunu farkettim.
"Minho?"
"Sana ne şekilde seslenmemi istersin?"
"Ne?"
"Sinirlenmemen için, sana ne şekilde seslenmemi istersin?"
Yüzümü anlamazca buruştururken saçlarımı geirye attım ve esnedim.
"Şimdilşk jeongin yeterli."
"Hyunjin hâlâ yok jeongin."
"Gelmesi gerekirdi."
Komodinde duran telefonumu alırken mesajlarımın hâlâ daha görülmediğini farketmiştim.
"Ya bir şey olduysa?"
"Ne olacak minho, bir şey olmamıştır."
"Sen iyi dileklerini sıraladağında olan şey yok olmuyor. Ya olduysa?"
"Adama panik yaptırma, polis herif bir şey olduysa kendini korumayı biliyordur."
"Bir şeyler yapmamız lazım, bizim adama sormayı dene."
"Gider bulurum şimdi."
"Biz kahvaltıya iniyoruz, gelirsin."
"Tamam."
O odadan çıktığında valizimi açarak altıma pantolon üstüme de gömleğimi giyinerek polis kimliğimle beraber cüzdanımı da cebime aldım, kamera kayıtlarına bakmayı planlıyordum son çare.
Oda kartını alarak odadan çıkarken asansörlere doğru giden ve aradığım adamı gördüğümde hemen arkasından seslendim ve yanına ilerledim hızlı adımlarla.
Şanslıydım.
"Hyunshik hyung!"
Beni duyduğunda arkasını dönerek gülümsemişti, ben de ufak bir gülümsemeyle karşılık verirken yanında durdum.
"Senden bir iyilik isteyebilir miyim?"
"Tabii ki jeongin, bir şey mi oldu?"
"Hyunjin.. dün akşamdan beri yok."
"Yok mu, neden?"
"Şey, kavga ettik. Kalbini kıracak çok şey söyledim, çıktı gitti yok dünden beri."
"Söylemişsin gerçekten."
"Hm?"
"Benim yanımdaydı."
Beni yanıtladığında şaşkınca araladım dudaklarımı, nasıl bu herifin yanına gitmişti ki?
"Ama bana da odaya çıkacağım diyip gitti yanımdan."
Elimi alnıma koyup sıkıntılı bir nefes verirken elimi koluma attı ve sıktı destek vermek istercesine.
"Kamera kayıtlarına bakmak için izin almaya çalışırım olur mu?"
"Çok teşekkür ederim hyung."
"Lafı olmaz, numaranı ver bana seni ararım."
Operasyonlarda kullandığım numaramı ona verdiğimde gülümseyerek asansöre binmişti, ben de odaya geri dönerek düşünmeye başlamıştım.
"Hangi cehennemdesin hyunjin?"
Bütün odayı turlamıştım, balkona çıkmıştım, banyoya gitmiştim, kendi etrafımda bile dönmüştüm ama aklıma hiçbir şey gelmemişti.
Artık ağlayacak duruma gelirken telefonum çalmaya başlamıştı. Yatağın üstünden alırken arayana bakarak derin bir nefes verdim.
"Bir sen eksiktin amına koyayım."
Telefonu açıp kulağıma koyarkan bayan seo konuşmaya başlamıştı gelen yüksek seslerin yanında.
"Jeongin operasyon nasıl gidiyor."
"Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz."
"Planı hâlâ uygulamadınız mı?"
"Ne planı?"
"Hyunjin'le konuştuğumda planı oluşturduğunuzu söylemişti."
Dediğiyle kaşlarımı çattım, yaptığımız bir plan var mıydı ki?
Gözlerim odada gezinirken sonunda beynimde yankılanmaya başladı cümleler.
"Bir şey yüzünden kavga ederiz ve ben bilmiyorum bir yerlere giderim işte sonra adam bence yanıma gelip bana işte bir şeyler verir. Yani inşallah öyle olur, dua edelim geceleri bak olmazsa yarrağı-"
"Hyunjin kafam karıştı ya."
Bende onun gibi doğrulduğumda saçlarımı karıştırdım ve kaşlarımı çatarken konuştum.
"Yani şimdi biraz üstünden zaman geçtikten sonra kavga edeceğiz ve adam da sana uyuşturucu vermeyi mi teklif edecek?"
"Temennilerim o yönde? Saçma falan diyeceksen vururum çünkü üç gün bu planı düşündüm."
Gözlerim hızla büyürken neredeyse çığlık atacaktım. Hyunjin cidden bunu yapmış olabilir miydi?
"Siktir."
"Anlamadım?"
"Bayan seo, inanamazsınız ama şu an o kadar iyi bir şey yaptınız ki çok teşekkür ederim. Benim kapatmam lazım sonra haber veririm."
"Ama-"
Telefonu hızlıca kapatıp odamdan koşarak adımlarla çıkarken jisung ve minho'nun odasına girdim, hepsinin odasının yedek kartları ben de bulunuyordu acil bir duruma karşı. Şimdi ki gibi yani.
Odanın kapısını bile kapatmak sonradan aklıma gelirken jisung'un valizindeki bilgisayarı çıkardım ve açma tuşuna basarak beklemeye başladım.
"Hadi lan!"
Bilgisayar sonunda açılırken hemen o adamların odasına koyduğum kamera kayıtlarını açtım, iki katı hızına alarak bir gün gerisine aldım kaydı. Hyunjin'e dair en ufak şey gördüğüm anda dünyalar benim olacaktı resmen.
Ve sonunda beklediğim beden girdi bakış açıma, savsak adımlarla düşmemek için kendiyle savaş veriyordu, kolundaki adamı da tanımıştım iki gün önceki hyunjin'i kucaklayıp götüren korumanın ta kendisiydi.
İlk önce ikisi odaya girdi piçin hyunjin'in boynunu öptüğünü de görmüştüm, ne ara yumruklarımı sıkmaya başladım bilmiyordum bile. Tam öpmeye devam edecekti ki odaya başkası girmişti.
Hyunshik
"Orospu çocuğu."
Hyunjin gözlerini bile açamıyordu, gerçekten içmişti o uyuşturucuyu. Ve bunun sorumlusu sorgusuz sualsiz bendim.
"Geberteceğim hepsini."
Olduğum yerde sinirden köpürürken daha sonra yatağın yanından bir şeye basmışlar ve yatak yukarıya kalkarak bir merdiven görünmüştü.
Bununla beraber de hızlıca bilgisayarı kapattım ve kendi odama geri döndüm. Bir yandan havalandırmanın civatalarını söküyor silahlarımı almaya çalışıyordum, bir yandan da jisung'u arıyordum.
"Jeongin?"
"Hemen hepiniz odalarınıza çıkıp hazırlanıyorsunuz, operasyonu yapıyoruz."
"Ne."
"Hyunjin o piçin elinde jisung, oyalama beni hadi."
"Siktir, hemen geliyoruz."
__________________________________
ARKA SOKAKLAR OPERASYON MUZİGİHYUNUMA UYUSTURUCU İCİRMİSLER AQ ORTALİGİ YİKARİM
iyi okumalar yorum yapin😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
collaboration || hyunin
Fanfiction"Onunla aynı ekipte olmak istemiyorum!" "Tüh ben seninle aynı ekipte olmak çok istiyordum yang jeongin!" _________________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunu...