₺Yazgı kartları dağıtır, biz de oynarız." (Arthur schopenhouer)
Umarım seversiniz. <3
Başlama saati şeysi...
~ BOZBEY ~
Gözlerinin önünde akıp giden zamanı izlerken içindeki kasvetli havayı bir türlü yok edemiyordu. Gök, kendisine kötü bir haber geleceğini haykırırcasına gürlerken gözleri doluyor bakışları kafenin giriş kapısından ayrılmıyordu.Neden gelmiyordu?
Kendisine geleceği adına söz verdiği halde neden gelmemişti?
Sağ eli, gökyüzünün şimşekleri çakmasıyla birlikte karnına gitti. Gözleri dolu dolu karnına baktı. Henüz belli olmayan bir aylık bebeğinin korkacağını düşünerek sarmıştı kolunu karnına. "Şimdi gelecek," diyen dudakları titriyordu. Uzun ince parmaklar, siyah upuzun saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Göz kapakları birkaç kez açılıp kapandı. Kahverengi mercekleri ne yerleşen umutsuz ifadelerle dışarıya bakmaya devam etti. Pencereye vuran yağmurun şiddeti gittikçe artıyordu. Her damla beraberindeki birçok damlayı alarak pencereden kayıp zemine ulaşıyordu. İlk defa yağmuru izlemek ona keyif yerine acı veriyordu. Zihninde çalmaya başlayan şarkının en can alıcı noktasında bıraktığı göz yaşları, al olmuş yanaklarını ıslatmaya başlarken hıçkırmamak için zor tutu kendisini.
Yorulmuştu.
Nefesini ciğerlerinde idam ettirdi. Masanın üzerindeki telefonuna düşen mesajla gözleri kapandı.
Yalan söylemişti işte.
Titreyen parmakları usulca uzandı telefona. Ekranda yanan ismi görünce zihninin duvarları 'Kaybettim' kelimesiyle çarpışmaya başladı. Mesajı açtı bulanık gözlerle.
Ensar atmıştı mesajı. Keşke göndermeseydi...
Gönderen: Ensar
Özür dilerim, Piraye. Ben ne baba olmaya ne de evlenmeye hazır değilim. Bekleme beni.
Elinden düşen telefonla öylece durdu, dudaklarında acı bir gülüşle. Ne dese kifayetsizdi. Üst üste yutkunmaya çalıştı ancak boğazına oturan yumru ona acı vermekten başka bir işe yaramadı. Gözleri alev alev yanıyordu. Elleriyle karnını sardı."Beklemeyiz," yanaklarını omuzlarıyla silmeye çalıştı. "Sen hiç var olmamışsın gibi devam ederiz hayatımıza."
Bilmiyordu...
Hayatına girecek adamla neler yaşayacağını bilmiyordu.
Güzel olduğu kadar kötü günlerin de onu beklediğini bilmiyordu.
Yusuf Agir Bozbey çıktığı binadan sokağa attığı adımla üzerine yağan yağmur damlalarına kısa bir bakış attı. Az ilerde bekleyen arabasına yetişen kadar ıslanmasa iyiydi. Üzerine şemsiye açmak için hazırlanan adamını bir el hareketiyle durdurdu. Başını gökyüzünden indirdiği vakit, ela gözleri hiç olmayacak bir yere takıldı; ağlayan bir kadına. Yağmur damlalarının üzerine düşüşünü umursamadı. Kaşları çatıldı, bedeni gerildi. Karşısındaki kafede, ağlayan bir genç kadına kilitlenmişti elaları. Başını iki elinin avucuna almış ağlayan kadına bakarken içinde bir yerlerin acıyla kasılmasına yüzünü buruşturdu. Başını salladı iki yana doğru.
"Yok artık Yusuf! Kendine gel!" Kendi, kendisine yaptığı uyarısıyla yoluna devam etti. Sokağın başındaki arabasına yetiştiğinde içindeki sese uyarak binmeden önce duraksadı. "Bakma oğlum, bakma." Kirpiklerine düşen yağmur damlasıyla derin bir soluk alıp elini arabanın kapısına yaslayarak arkasına, kafeye bir bakış attı. Attığı bakışları şaşkınlıkla aralandığında üst dudağı yukarı doğru kıvrıldı. Biraz önceki kadın yerinde değildi. İç çekerek arka koltuğa bıraktığında bedenini aklında sadece ağaların neden onu çağırdığı vardı.
Urfa'ya çağırıyorlardı kendisini.
Uzun zamandan sonra kendisini çağırmalarının amacının pekte hayırlı olduğunu düşünmüyordu.
Öyleydi, hayırlı bir çağırış değildi.
İki farklı hayat kendi yollarına bugünlük bakarken ilerdeki günlerde ne olacağını bilmiyorlardı. İki farklı hayatın da bir yolda kesişeceklerinden haberleri yoktu.
Kader çizmişti yine yolunu.
Kaderden kaçmak, imkansızdı.
*
Peki siz, siz var mısınız bu hikâyede benimle?
BOZBEY 🍂
Huh! Ben geldim!
Giriş kısmı nasıldı?
İnanılmaz şeyler olacak ve benim parmaklarım yazmak için kaşınıyor.
HİÇBİR ŞEKİLDE BİR KADINA ŞİDDETİ SAVUNAN BİR KİTAP OLMAYACAKTIR!
LÜTFEN BU HİKÂYENİN BİR KURGU OLDUĞUNU BİLEREK OKUYUNUZ.
Benimle birlikteyseniz bolca kalp size <33
Sizleri seviyorum<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZBEY
General FictionAilesini, en yakın arkadaşının düğününde kaybetmiş bir Çerkez kızı. Piraye Vumar! Ağalığı bırakmış bir adam. Yusuf Agir Bozbey! "Töre kitabı değildir"