Selamm! Güzel bir bölümle nihayet gelebildim. Bu bölüm biraz sakin ve gelişme bölümü oldu. Düzeltmem gereken yerler vardı fakat birkaç sorun yüzünden düzeltmeden yolladım bölümü bunun için kusura bakmayın lütfen.
Bölüme geçmeden önce lütfen vote vermeyi ve bir tane bile olsa yorum yapmayı unutmayın :'
Vote sınırı: 75
Yorum sınırı: 150Manuş baba, dönersen ıslık Çal
Keyifli okumalar <33
"İkinci Bölüm"
Çocukluk güzel derlerdi.
Öyle değilmiş.
Siz, hiç bir çocuğun gerçek acılarına rast geldiniz mi? Mutluluktan uzak büyümesine? Küçük yaşta omuzlarına yüklenen onca derde...
Ben şahit oldum. Ben kendime şahit oldum.
Küçükken hep resim çizerdim. Mutlu aile tablosunu her çocuk çizmiştir. Ben de çizdim mutlu aile tablosunu defalarca fakat o tablo, o resim kağıdı bir yara olarak kaldı geride.
Ben, hiç o çizdiğim aile tablosundaki gibi mutlu olmadım.
İnsan hayatın önüne ne çıkaracağını bilmiyor. Hayatın insanı neye sürükleyeceğini geride kalıp kalmayacağını bilmiyor.
Eğer ben, zamanın bu kadar kısıtlı olduğunu bilseydim...
Eğer, Aze... Zamanın bu kadar kısıtlı olduğunu bilseydi...
İşte böyle; eğer bilseydim cümlelerim zihnimde, daha sonra boğazımda düğüm kalmazdı.
Gözlerim siyaha boyanmış parmaklarıma değdi. Başımı eğerek parmaklarımı izledim. Siyaha boyanmış parmaklarım kötü görünüyordu. Biran önce yıkamazsam izi kalacaktı ve kötü bir görüntü oluşturacaktı.
Başımı kaldırıp Aze'ye baktım.
"Parmaklarım mahvoldu Aze." Önüme gelen saçlarımı başımı sallayarak geriye attım. "Yıkamama yardım eder misin?"
Cevap vermeyişine kaş çattım. Parmaklarımı O'na doğru uzattım. "Baksana," dedim. "Dedem, kızacak şimdi ellerimi yine boya yaptım diye."
Yine cevap vermedi.
"Aze," dedim titreyen sesime engel olmazken. "Ellerim boyanmış."
Gözlerim yaşla doldu. Kırpsam kirpiklerimi usul usul dökülmeye başlayacaktı göz yaşlarım yanaklarıma doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZBEY
Fiksi UmumAilesini, en yakın arkadaşının düğününde kaybetmiş bir Çerkez kızı. Piraye Vumar! Ağalığı bırakmış bir adam. Yusuf Agir Bozbey! "Töre kitabı değildir"