Merhaba... Bugün biraz üzgünüm. Düzenli bölüm atmak istiyorum ama kitaba olan ilgisizlik beni üzüyor açıkçası. Evet belki bunu istemem yanlıştır size göre ama siz nasıl bölümü okurken keyif alıyorsanız ben de OY ve YORUMları okuyunca mutlu oluyor ve yazdıklarımın birilerine dokunduğunu hissediyorum.
Lütfen en azından bölüm hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşın bence çok şey istemiyorum. BÖLÜM SINIRI KOYMAK İSTEMİYORUM AMA OY VE YORUMLAR GELMEYİNCE BUNU YAPMAK BANA DOĞRU GELİYOR.
Vote sınırı: 150
Yorum sınırı: 150Cem Adrian, Keskin
Keyifli okumalar<3
"Yedinci Bölüm"
Her adımda göz yaşım yanağıma usul usul iniyordu. Onun adını duymak bebeğimi bile harekete geçirmişti. Odaya girdiğim gibi duvardan destek alarak ayakta durmaya çalıştım. Dudaklarımın arasında rekabet halinde olan hıçkırıklarımı yutmaya çalıştım. Titreyen parmaklarımla yüzümü kurulamaya çalıştım. Saçlarımı geriye atıp derin derin soluklar alıp verdim. Çalıştımda çalıştım. Çabaladım ama nafile... Ağlamamı engelleyemedim.Bana nasıl söylerdi... Nasıl?
"Özledim," diye konuşmaya çalıştım hıçkırıklarımın arasından. "Aze... Seni özledim." Yanımda olmana o kadar ihtiyacım var ki... Bana sarılmana benim ise bunu engellerken bile kokunu derin derin solumaya o kadar ihtiyacım var ki...
Sana ihtiyacım var Aze.
"Yüzüme yüzüme vurdu Aze," diye şikayet ettim, Yusuf'u. Burunumu çekerken yatağın hemen yanına dizlerim üzerinde oturmuştum. "Canımın acımasını umursamadı." Omuz silktim küçük bir çocuk gibi. "Onun adını bile anmak istemezken o beni ona benzetme dedi." Aze'yi sürekli olarak dedeme veya amcama şikayet ederken şuan Yusuf'u Aze'ye şikayet ediyordum. Galiba birinin beni korumasına alışmıştım.
"O benim hiçbir şeyim değil ki Aze. Neden üzülüyorum ki? Neden kalbim sıkışıyor?" Elimi göğüsüme bastırdım. "Şurada ona kırılan bir şeyler var... Neden oluyor böyle?"
"Eğer cevap verirse bana da söyle," diyen sert sesi duymamla başımı hızla kapıya doğru çevirdim. Kapı kolunu tutmuş, bedeninin yarısı içerde yarısı dışarda kalan Yusuf'un ela gözleriyle çakıştı bakışlarım. Aramızdaki bakışmayı bozmadan içeri girdiğinde nefesimi tutmuştum. Yanaklarım hâlâ ıslaktı. Elimi göğüs kafesimden çekip kurulama telaşına düştüm. Söylediklerinin devamı gelecek gibiydi; attığı adımlara bakılırsa.
Ayağa kalkmak için yerden destek aldım ancak o anında dibimde bitmiş ve koluma uzanmıştı. Ona ve bana dokunan ellerine baktım öfkeyle. "Dokunma bana." dedim, yerden destek alıp kalkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZBEY
Ficción GeneralAilesini, en yakın arkadaşının düğününde kaybetmiş bir Çerkez kızı. Piraye Vumar! Ağalığı bırakmış bir adam. Yusuf Agir Bozbey! "Töre kitabı değildir"