KAN OLİMPİYATLARI

Bölüm 25

PRIDD

Hayır olamaz! Burda oturup onların karşılaşmasını izlemek istemiyorum. Bu haksızlık. Balder'a bir şey olamaz. Buna izin veremem! Bir şeyler yapmalıyım. Balder'ı kurtarmak zorundayım.

"Bu duruma itiraz ediyorum! Boş parşömeni çektim diye burda hiçbir şey yapmadan beklemek istemiyorum. Lütfen Dani Bordr itirazıma kulak verin!"

Bu şekilde taraçaya doğru bağırıyorum. Sesim Ferrum'da yankılanıyor. Kalabalık kendi arasında fisıldaşıyor. Dani Bordr taraçanın önüne yaklaşıyor. Sinirli olduğu her halinden belli.

"İtirazınızı dikkate almam mümkün değil Pridd Sober. Kurallar bunu gerektiriyor. Lütfen oyunların işleyiş biçimine karışmayın! Kurallara uyulmak zorundadır!  Artık beklemeye gerek yok. Rohar'ın oğlu Valur ve Stefan'ın oğlu Balder! Antik kılıçlarınızı alın ve mücadeleye başlayın! "

Ferrum'un kalabalığı çıldırıyor. Fısıltıların çığlığa dönüşmesi bir dakikadan az bir sürede gerçekleşiyor. Dani Bordr'ın siniri benim sinirimle boy ölçüşemez bile! Kızıl Ejder'in siniri hiçbir şeye benzemez. Burnumdan soluyorum adeta. Parmaklarım istemsizce ağzımda. Tırnaklarımı kemiriyorum. Gerginim. Hem de çok gergin. Vücudum gerginlikten dolayı kaskatı kesildi. Goch Tanrıları beni lütfen duyun! Ona bir şey olmasına izin vermeyin. Yalvarmaktan başka bir şey elimden gelmiyor. Çaresiz bir şekilde onları izliyorum. Yerlerini almış durumdalar. İkisi de birbirlerini süzüyor. Doğru anı kollamaya çalışıyorlar. Nefretin doğurduğu intikamla hareket ediyorlar. Daireler çizerek kendi etraflarında dönmeye devam ediyorlar. Valur Balder'ı kışkırtmaya çalışıyor.

"Ne o? Hjälte galibi Balder Stefanson korktu mu yoksa? Sevgilin yanında yok diye huzursuz mu hissettin? Merak etme seninle işim bitince ona da sıra gelecek!"

Balder sinirlenip kılıcıyla hamle yapıyor. Valur bu hamleyi kolaylıkla savuşturuyor. Savuşturduktan hemen sonra ileri bir hamle yapıyor Valur. Balder hamleden kaçamıyor ve omzuna bir darbe yiyor. Acıyla çığlık atıyor Balder ama pes etmiyor. Tüm gücüyle kılıcı Valur'a savuruyor fakat Valur çok hızlı hareket ediyor. Hemen yana kaçıyor ve bu hamleyi de savuşturmayı başarıyor. Kalabalık çıldırmış durumda. Kalabalığın çoğu Valur diye haykırıyor. Balder'a hala inananlar onun için tezahürat yapıyorlar. Korkuyorum. Keşke müdahele edebilsem bu duruma. Balder'ın acı çekmesi bana da acı çektiriyor. Gözlerime gelen yaşları ustalıkla saklıyorum. Şuan ağlayamam. Balder'a güveniyorum. O bunu da başaracak! Balder çok dayanıklı bunu biliyorum. Kolları ve omzu kan içinde olsa da mücadeleye devam ediyor. Kılıçların sesleri birbiri ardına arenada yankılanıyor. Güçlü bir hamleyi güçlü bir hamle takip ediyor. Valur yeniden bir hamle yapıyor ve Balder bunu çok güzel bir şekilde geçiştiriyor. Atağa geçtiğinde Valur'u gafil avlıyor ve kılıcı koluna isabet ettiriyor. Valur'un sol kolundan akan kan arenanın siyahımsı toprağıyla buluşuyor. Kılıç koluna isabet etmiyor darbe fakat onu bir süre de olsa durdurmaya yetiyor. İkisi de kan ve ter içinde. Yılmıyorlar. Katlanarak büyüyen acıya karşı direnç gösteriyorlar.

"Babamın intikamını almadan burada ölmeyeceğim! Baban Rohar nasıl babamın canını aldıysa ben de senin canını alacağım!  Rohar'ın soyu tarihe karışacak!"

"Baban kadar zayıfsın Balder! Sen benim dengim degilsin bunu kabul et. Bu arenadan sağ çıkacak biri varsa o da benim!"

Birbirlerine yeniden saldırıyorlar. Darbelerin şiddeti artıyor. Hızlı hareket ediyorlar. Vücutlarının bazı bölgelerinden akan kanı umursamıyorlar. Birbiri ardına gelen kılıç darbeleri ikisini de tüketiyor. Balder gücünün son damlasına kadar mücadele ediyor ve Valur'a doğru güçlü bir hamle yapıyor fakat işe yaramıyor. Balder dengesini kaybediyor. Ayakta zor duruyor. Valur bunu fırsat bilip kaşla göz arasında ona çelme takıyor ve Balder'ı arenanın zeminine yapıştırıyor. Sağ ayağıyla Balder'ın kanayan omzunun üstüne basıyor.

"İşte hakettiğin ölüm bu Balder Stefanson! Sonun geldi!  Babam Rohar'ı sonunda gururlandırıyorum!"

Kılıcını kaldırıyor Balder'ın canını almak için. Artık sabrım kalmıyor. Yerimden fırlıyorum ve Valur'un kılıç tutan eline bir tekme atıyorum.

"Yeter artık!  DUR! Sadece DUR!"