3. BÖLÜM : SEVKİAT

2.2K 88 14
                                    

Hepsi hayal ürünüdür.

Ne kadar çok yorum o kadar çabuk bölüm demektir.

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar, sizleri seviyorum...

İyi okumalar, sizleri seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔺️
🔻

'3. BÖLÜM : SEVKİAT'

"Tuzak her zaman bilinmezliğin
içinden gelirdi..."


Tarihler 27 Haziran 2008'i gösteriyordu. Babamı zorla ikna etmiştim bana yüzme öğretmesi için, daha sekiz yaşındaydım. Babam ikna oldu ve yağmurlu gecede kabul etti. Öğretmeye çalıştı, saatlerce suyun içinde bana yüzme öğretmek istedi, çabaladı ama kalın kafam almadı. O soğuk havada yüzme öğrenmeye çalıştım, ta ki yoksunluk krizine girmiş abim gelene kadar. Babamdan para istedi ama babam vermedi, onu ölüme itmek istemedi ama kendini, beni itti... Abim krizden olacak deliye döndü ve nereden bulduğunu bilmediğim bir silahla babamı vurdu, babam vurulunca hangi akılla yaptı bilmiyorum ama babamı havuza itti. Babamın bana yüzme öğretmek için başında olduğu havuza babamın ölü bedenini itti. Korktum, çok korktum. Yağmur yağıyordu, babamın vücudundan kan geliyordu. Silah yerdeydi, abim silahı yere bırakmıştı, babamı havuza sürürken bende silaha ilerledim ve sırf babamı korumak için o silahı elime aldım. Çocuktum ve bilmiyordum, ölüm ne, kan ne, yağmur ne bilmiyordum... Daha sekiz yaşındaydım, günaha boyun eğecek kadar büyümemiştim. Abim üstüme gelince korktum, zaten korkuyordum, o gelince daha da korktum. Silah elimdeydi, vurursam dururdu ve üstüme gelmezdi... Vurdum ve durdu, gelmedi... Abim öldü, babam öldü, annem öldü, ben öldüm ve geriye kimse kalmadı. Saçıma bağladığı Kırmızı Kurdele ve onun özgürlüğü temsil eden gözlerinden başka hiçbir şey kalmadı...

Gelmedi, bugün 23 yaşındayım ve gökyüzü gözlü çocuk gelip benden kurdelesini almadı. Bana taktığı isim cehenneme verilen addı, bilmeden bana ölümün ismini vermişti, bilmeden bana kötülüğün ismini takmıştı, verdiği ad onun ve benim için masumca olsa da kan dolu bir isim olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Her masumluk biraz günah içerir...

Tarihler 3 Mart 2010'u gösteriyordu... Hakan, Sinan, Nilüfer ve Azra beni yine zorla o masaya yatırdılar ve beni iğnelerin, makinelerin eline bıraktılar. O gündü, Kırmızı Kurdele ismini aldığım gün o gündü. İsmimi ondan aldım, gökyüzü gözlü çocuk sayesinde Kırmızı Kurdele ismi verilmişti. Merdivende ağlarken o geldi, benden biraz büyüktü. Gözleri benim gözlerimden daha farklı bir maviydi. Ağlamamı engelledi ve yakasında ki Kırmızı Kurdele'yi saçlarıma taktı. Kurdeleyi almak için geleceğini söyledi ama gelip almadı. Nilüfer yani gökyüzü gözlü çocuğun annesi ve benim katillerimden birisi olan o kadın ismimin Kırmızı Kurdele olmasını çok istedi çünkü bu ismi bana oğlu vermişti. Oldu da, ismim Kırmızı Kurdele olarak kaldı. O gün tek arkadaşım olan Sinem'in tecavüze uğradığını görmüştüm... İçimdeki gücü kontrol edememiş ona dokunan adamı oracıkta parmaklarımdaki güçle yok etmiştim. Bununla beraber Hakan, Sinan, Nilüfer ve Azra buna dur demek adına beni yurttan aldılar. Ve Azra'nın kızı ile yer değiştirmemi sağlayıp beni tehlikeye acımasızca attılar.

KIRMIZI KURDELE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin