Biz geldik ve bence oldukça hoş bir bölümle geldik. Okudukça okuyasınız gelir inşallah.
Rica ediyorum yorum yapmayı unutmayın çünkü hiç kimse yorum yapmıyor sadece bir yada iki kişi de oy veriyor. Lütfen.
Satır aralarında buluşmak dileğiyle, fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.
Sizleri seviyorum, iyi okumalar...
🔺
🔻'20. BÖLÜM: GEÇMİŞİ TAŞIYAN SOLUK'
'Elinizden geleni yapın,
çünkü gerçekler ortaya çıktığında
ve buradan çıktığımda elinizden
hiçbir şey gelmeyecek.Kırmızı Kurdele boynunuza dolanacak.'
Araba durdu ve kapım açıldı. Mavi kırmızı ışıklar gözüme girerken derin bir nefes aldım çünkü dışarıda beni bekleyen gazeteciler vardı. Emir'in korumaları büyük yoğunluğu dağıtmış gibi dursa da inatla çekmeye çalışan ve sorun çıkaranlar vardı. Emniyetin önünde sertçe müdahale edemeyen korumalar ise konuşmayı deniyor gibi görünüyorlardı.
Arabadan inmek istemesemde indim ve yere adım atmamla Merve hanım ile başlayan binlerce soru duydum. Emir'in arabası biraz arkamızda ani frenle dururken ona dönemedim bile. Ani fren yüzünden ona bir ara kızmalıydım. Oldukça büyük bir kalabalık arasında ilerlemeye çalıştığım için polislerde müdahale etmeye başlamıştı. Emniyete gitmek adına yavaş ama dikkatli adımlar atarken bir arabanın daha acı bir fren sesi ile durduğunu duydum. Ama arkamı ve önümü kaplayan kalabalıktan kim olduğunu göremedim.
Ama tabiki konu Baran ise görmeye gerek kalmıyordu lakin oldukça yüksek bir seste bağırdı.
"Kulaklarım kör değil benim! Ne demek kuzenimi mapushaneye atmak." Bağırık sesi ile bazı haberciler ona doğru döndü. Bedenini göremesem de arkamda olduğunu biliyordum.
"Sakin ol Baran, çıkaracağız." diyerek ona telkin veren Mercan'ın sesi de kulağıma çalındı. Dikkat kesildiğim için sadece onları duymaya çalışıyordum.
"Benim ablam kime ne yapmış olabilir ki, kimseye zararı olmaz." İsyan sesi biricik kız kardeşimden geldi. Ablasının masum olduğu konusunda herkes şüpheliydi.
"Neyse, metanetli kal Büşra. Belki içeriden çıkmaz da tüm miras bize kalır." Baran yine aynı şeyi yapıyordu, herkese yetmeye ve herkesi iyi etmeye çalışıyordu. Kız kardeşim gülsün diye uğraşıyordu ama içinde eminim ki benim için fırtınalar kopuyordu.
Önümde bana merakla bakan insanlarda kısaca göz gezdirip adımlarımı durdurdum. Bununla beraber kısa bir sessizlik oluştu. Polisler beni yavaştan çekmeye çalışsa da Emir'in gözleri ile yerlerinde durmuşlardı. Bana dönen her göze yetemeyeceğim için bir kameraya odaklanıp gülümsedim.
"Açıklayacak birşey yok arkadaşlar, yanlış bir anlaşılma yüzünden gecemden oldum. Eminim ki sabaha kadar bu yanlış anlaşılma düzeltilecek ve buradan girdiğim gibi çıkacağım." Yüzümdeki gülümseme imalı bir hal aldı ve bu imayı sadece planın sahibi anlayacaktı. "Buradan beni asılsız bir şekilde şikayet edenlere de seslenmek istiyorum. Elinizden geleni yapın, çünkü gerçekler ortaya çıktığında ve buradan çıktığımda elinizden hiçbir şey gelmeyecek. Kırmızı Kurdele boynunuza dolanacak." Polisler yeniden beni yürümem için hareket ettirdiklerinde yeniden konuştum. "Elinizden geleni yapın, bu gece buradan çıkmamam için herşeyinizi ortaya koyun çünkü tek benim gecem tatsız geçmeyecek." Açık tehditim ile farklı sesler çıkmaya başladı ve polisler beklemeden hızla beni çekiştirmeye. Emir araya girmek istese de gözlerim ile ona engel oldum. Biri ile kavga etmesini istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KURDELE
Mystery / ThrillerYENİDEN, ESKİSİNDEN BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE YAZILIYOR! "Kırmızı tırnaklar, kanı örtmek içindi... Bir kadının kırmızısı ihanetin, merhametsizliğin, habercisiydi... Kırmızı son yazan bir renkti." Beyaz duvarlar, siyah anılar, kırmızı kanlar. Her yeri sü...