Yeni bölümle geldimm.
Sizden birkaç ricam var. Oy ve yorum yapmayı unutmayın, ne kadar çabuk oy ve yorum o kadar çabuk bölüm demektir.
Satır arasına yorumlar yaparsanız çok çok sevinirim.
Sizleri seviyorum, iyi okumalar.
YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
🔺️
🔻'4. BÖLÜM : DAVET'
"Geçmişti hapsolunan şey, gelecekti çaresiz bekleyiş. Biz kaderlerine de defterlerine de kan bulaştıranlardandık."
Doğmuştum, lanet bir güne doğmuş hayatımı, ailemin hayatını mahvetmiştim. Bazen düşünüyordum da eğer ben olmasam annem beni doğurmak zorunda kalmayacak ve ölmeyecekti. Ben olmasam abim o halde olmayacak dolayısı ile de babam ölmeyecekti. Ben olmasam belki de herşey yerli yerince olacaktı.
Ben olmasam belki başkası Kırmızı Kurdele olacaktı, ve belki de başkasının hayatı mahvolacaktı.
Allah insana kaldıramayacağını vermezmiş. Acaba ben fazla güçlü olduğum için mi bu kadar boka batmıştım. Keşke biraz daha güçsüz olsaydım belki yaşadıklarım daha kolay olurdu diye düşünmeden edemiyordum.
Sonuç olarak bir şekilde hayata gelmiştim ve bir şekilde başa geleni çekecektim.
Ölmek için doğmuştum ama doğmuş ve bu çalkantılı kaderin içinde yerimi almıştım. Hiç memnun olmasamda.
Gözler derdi babam, insanın içinin aynasıdır. Ne olduğunu gözlerine bakarak anlarım, sende ne olduğunu insanların gözlerine bakarak anlayabilirsin demişti. Şimdi babama hak veriyordum çünkü karşımdaki adamın bana verdiği özgürlüğü kendi kendine vermediğini fark etmiştim. Yüzünde benim gülümsemem kadar gevşek bir gülümseme vardı. İkimizde herşeye rağmen gülümsüyorduk, o da birbirimize...
"Böylesine hızlı bir giriş yapacağını düşünmemiştim boncuk, ya da Kırmızı Kurdele mi demeliyim?" Gülümsememi sildim ve onu baştan aşağı süzdüm.
"Merve demen yeterli." Sakin sakin konuştum, o da oldukça sakindi. Ve o benim aksime gülümsemesini silmedi.
"Bende Emir demeni tercih ederim." İçimde çıkan düşünce fırtınasına rağmen rahat bir tavır takındım.
Deponun ortasında duran iki sandalyeden birisini çekti ve bana doğru getirdi. Arkama koydu ardından diğerini almaya gitti, onu da getirip önüme koyup üstüne oturdu. Dışarıdan gelen silah sesler eksilmeden devam ederken umursamadan arkama koyduğu sandalyeye oturdum ve sağ bacağımı solun üstüne attım. Bu sırada elimde sıkıca sardığım silahı da belime yerleştirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KURDELE
Misteri / ThrillerYENİDEN, ESKİSİNDEN BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE YAZILIYOR! "Kırmızı tırnaklar, kanı örtmek içindi... Bir kadının kırmızısı ihanetin, merhametsizliğin, habercisiydi... Kırmızı son yazan bir renkti." Beyaz duvarlar, siyah anılar, kırmızı kanlar. Her yeri sü...