Kitapta geçen olaylar ve kullanılan anlamsız kelimelerin hepsi hayal gücüm için geçerlidir.!
Yeni bölümle geldimm.
Sizden birkaç ricam var. Oy ve yorum yapmayı unutmayın, ne kadar çabuk oy ve yorum o kadar çabuk bölüm demektir.
Satır arasına yorumlar yaparsanız çok çok sevinirim.
Sizleri seviyorum, iyi okumalar.
YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
🔺
🔻'8. BÖLÜM: GEÇMİŞİN KANLI DEFTERLERİ'
'Korktuğun herşeyi yaşamaya mahkumsun...'
Ölüm ayrılıktı, bazen ölüm bile ayıramazdı insanı... Her günü kandan ibaret olan bir insan için ölüm bazen kurtuluş olurdu.Sevmek dedi genç kadın. Çok zor, birini sevmek, onun sevgisinin acısını üstlenmek öyle zor ki canın yerinde çıkıyor.
Nefret dedi adam. Öyle güçlü ki insanı diri tutuyor, nefret çok tehlike dedi. Nefret öyle tehlikeli ki bazen sevgiye dönüşür, o sevgi hiç bitmeyen, sonlanmayan bir sevgi oluverir. O sevgi öyle bir sevgidir ki insanı canından vazgeçirir. O sevgi dedi genç adam, o sevgi insanın ölümünü getirir.
Ölüm dedi hayat. Ölüm hepinizi hepinizden ayırır, günler, haftalar, aylar, yıllar sonra geriye hiçbir izinizi bırakmaz. Sizde toprağın altında unutulan bir ölüye dönüşürsünüz.
Sevgi dedi kalp. Sevgi can yakar, aşk gelir geçer belki ama sevgi hep kalır. Öyle izler bırakır ki sevgi, aylar, yıllar bile kurtarmaz sizi ondan.
Bağlılık dedi beyin. Öyle işkence verirki insana, yiyip bitirir bedenini. Aşk ve sevda sadece can yakar, can alır dedi. İnsana işkence olmaktan başka bir işe yaramaz diye de ekledi...
"Seni sevmeme izin vermedin Azra..." dedi ölümün eşiğine gelen adam.
"Beni sevemezsin Sinan, sen beni sevemezsin..." dedi ölümü bekleyen kadın.
"Sevdim, o da öyle çok sevdim ki kendimden bile sakındım seni." Adamın sesi ölümün kırıntılarıydı.
Sesler içlerine kaçtı da yok oldu. Onlar sevdalarını gömdüler de kimsenin haberi olmadı. Onlar yok ettiler içlerinde olan hissi de kimse fark etmedi.
Beyaz fayanslı duvarlara vuran yeşil ışık odayı aydınlatmaktan çok anlamaya yarıyordu. Odanın içindeki ölümün dört elçisi ayrı dünyaları parçalıyordu.
"Kadının hamileliği riskli, bebeği alsakta pek işimize yaramaz gibi." dedi ölümün elçisi olan dört kişiden en acımasızı olan Nilüfer.
"Tahlil ve test sonuçlarını kontrol ettin mi?" dedi ölümün elçisi olan dört kişiden ölümü bekleyen Sinan.
"Evet, dediğim gibi sonuçlarda da pek işe yarar birşey yok."
"Konuşmaya, üstüne durmaya gerek yok. Ele listeden o zaman." dedi ölümün elçisi olan dört kişiden en pisliği olan Hakan.
Nilüfer ayağa kalktı ve anneleri tarafından önemsenmeyen, ölümü istenen çocuklardan birinin üstüne çizik atıp eledi. Bir çocuğun hayatı böylelikle lanetten kurtulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI KURDELE
Misterio / SuspensoYENİDEN, ESKİSİNDEN BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE YAZILIYOR! "Kırmızı tırnaklar, kanı örtmek içindi... Bir kadının kırmızısı ihanetin, merhametsizliğin, habercisiydi... Kırmızı son yazan bir renkti." Beyaz duvarlar, siyah anılar, kırmızı kanlar. Her yeri sü...