"Bugün evde dursak?" dedim üzerime giydiğim kalın ceket, elimdeki çayım ve kasıklarımın ağrısıyla. Koltuğun üzerinde bağdaş kurmuş otururken bacaklarının arasındaki boşluğa oturdum. "Lan ne oldu sana böyle?" Sorduğu soru ile burnumu çektim. "Bazıları beni yarım bırakıp durdu ya." Burnundan güldü. Belimden tutup dudaklarını boynuma bastırdı ve geri çekilip "Ateşin yok?" dedi. "Hasta olucam işte, yaklaşma bana." Çayımdan bir yudum aldım ve yanan gözlerimi kapattım. Yanıyordu gözlerim..
"Yaklaşma diyorsun ama kucağımdan da kalkmıyorsunuz hanımefendi." Çayı arkadaki masaya bırakıp baktım ona. "Oturmayayım mı?" Güldü. Sarılıp öptü boynumdan. "Krem süreyim sırtına, terle hasta olmadan geçirirsin." Kollarımı boynuna sarıp kafamı salladım. "Yok, balkonda yattım ya, üşüdüm ondan oldu, geçer bir iki güne." dedim ellerim ve ayaklarım hala ısınmıyorken. "Bak akşam halı saha var seni böyle bırakıp gidemem oraya." Geri çekilip baktım ona. "O yüzden hemen iyileştirmek istiyorsun beni?" Ofladı. "Hayır amına koyayım ne alaka?" Kucağından kalktığımda bana bakıyordu çatık kaşlarıyla. "Çıkart üstündekileri krem alıp geliyorum." Kalkıp gittiğinde koltuğa oturdum, çıkarmadım üzerimdekileri. O çıkarsın.
Bedenim sıcaktı ama ayaklarım ve ellerimin buz gibi olup ısınmaması tüm vücudumu üşütüyordu. Krem alıp geldi beni hala aynı görünce gülümseyerek ofladı. "Gel baş belası gel." Ellerimden tutup beni ayağa kaldırdı. Üzerimdeki kalın ceketi çıkardı ardından onun sweati, ceketi, tişörtü ve cropu çıkarıp şaşkınlıkla baktı gözlerime. "Çüş."
"Hadi çabuk sür." dedim titreyerek koltuğa yatarken. kopçasını açtı, buz gibi kremi sırtımla buluşturdu. Titrediğimde ağır ağır sürdü ve kopçasını geri taktı. Çıkardıklarını geri giydirdi ceketi tuttu ona sırtımı dönüp giydiğimde ellerimden tutup sıkıca sarıldı. Boynumdan öptü. "Bak yaklaşma Deniz."
"Bulaşacaksa senden bulaşsın. Susar mısın?." dedi ve tekrar öptü. Kollarının arasından çıkıp merdivene ilerledim ölü adımlarıyla. "Yatıyom ben." Arkamdan geldi birlikte odaya çıktık. Yatağa yatırdı beni. Üzerimi sıkı sıkı örttü ve eğilip alnımdan öptü. "Ben kaldırırım seni birazdan, tamam mı? Canın bir şey isterse söyle." Kafamı salladım. Dudaklarını alnıma bastırıp çıktı odadan.
🫶🏻🫶🏻
Gözlerimi araladığımda kan ter içinde uyanmıştım. Gerçekten dediği gibi fazlasıyla terlemiştim. Su gibi ter boşalıyordu vucudumdan. Kalktım üzerimdekileri çıkarıp girdim banyoya. Hızlı bir şekilde yıkanıp çıktım ve giyindim. Az önceki üşüme yoktu bedenimde iyileşmiştim, iyileştirmişti... Saçlarımı tarayıp indim aşağıya. Koltuğa uzanmış televizyon seyrediyordu. Yanına gittim sigarasını söndürüp gülümsedi. "Günaydınız hanımefendi." Kül tablasıını alıp masaya koydu ve doğrulup dudaklarını boynuma bastırdı. "Üşüyor musun?" Kafamı iki yana salladım. "Hayır." "Ateşin de yok." dedi geri çekilirken. Yanına yattım ve sarıldım. Saçlarımı severken mis kokusunu dolduruyordum içime. "Eyfel kulesine gidelim mi?"
"Dur lan daha yeni yeni iyileşiyorsun." "Ama yaaa." dedim oflayarak. Bacağımı üzerine aldı. Bir kolum kafasının altında, diğer elim yanağındayken seviyordum yanağını. Kapı çalmaya basladığında kafamı kaldırdım. "Kim geldi?" Ona bakarken alt dudağını bilmiyorum dercesine kıvırdı. "Bilmiyorum ki." Kalktı kapıya gidip açtı. Yanında dururken bir adam vardı. Sarışın mavi gözlü bir adam.
"Hello?" dedi acelesi varmış gibi bakarken.
"Biz türküz kardeşim."
"I do not understand?" -anlamadım?-
"I'm turkish turkish."
"Haa okey okey. i will ask something" -bir şey soracağım.-
"Yes." dedi Deniz söyleyeceği şeyi anlayacakmış gibi.
"Do you have a condom?"
Deniz kaşlarını kaldırdı sırıtarak. Alt dudağını ısırıp döndü bana. "Ne diyor?" Ona bakarken sırıtması git gide büyüyordu. "Prezervatif istiyor." Şaşkın gözlerle ona baktığımda değişik bir yüz ifadesi vardı. Tekrar o adama döndü. "Yes." dedi ve üst kata çıktı. Adam karşımda beklemeye başladığında boks yapar gibi havaya vuruyordu. Bir insan tanımadığı birinden neden prezervatif istesin ki? Deniz alıp geldi ve uzattı adama.
"Thank you so much" -çok teşekkür ederim.-
Kapıyı kapattığımızda karşı daireye girdi adam ve kapıyı kapattı. Deniz kapıyı kilitleyip döndü bana. "Ayıp diye bir şey var."
"Burası türkiye değil yavrum." dedi elini sırtıma koyarken. "O zaman burada beni aldatırsın yani?" dedim salona doğru yürürken. "Küfür etmek istemiyorum, sinirlenmek istemiyorum."
"Şaka yaptım zaten." Dil çıkararak döndüm ona. Sinirli bakışları güldürüyordu beni.
•
😇😇😇😇😇😇😇