"Oğlum..." dedi karşıdaki adam elleri titrerken. Arkasındaki güvenliğe benzer iki adama gitmelerini işaret edince adamlar gitti. "Neden geldin?" dedi Deniz sert ve soğuk sesiyle. "İçeri almayacak mısın beni?" Oflayıp kapıyı araladı ve adam içeri girdi. Bastonuyla salona doğru giderken kapıyı kapatan Deniz'in yanına gittim. "Kim bu?" Gözlerini devirince ufak bir gülümseme oluştu yüzümde. "Annemin babası." Gülümsediğimi görünce kafasını sallayıp göz kırptı. "Hayırdır?" Omuzlarımı silktim.
"Neden gelmiş olabilir?" "Öğrenicez." dedi elimi tutarken. Birlikte salona ilerledik ve oturduk koltuklara. "Bir bardak su alabilir miyim?" Dedesi elindeki bastonu kenara koyarken söylediği şeye kafamı sallayıp kalktım ve su doldurup verdim. Kafasını sallayınca oturdum tekrar.
"Belli ki ne diyeceksen de sonra git diyorsun bana." Dedesinin dediğine Deniz kafasını sallayınca dedesi yanındaki siyah çantasından bir dosya çıkarıp uzattı Deniz'e.
Dosyanın önünde kocaman Cellat Holding yazıyordu. Babasının elinde olan tüm her şey o holdingdeymiş. Tek bir dosya ve imza işi tüm holdingi batırabileceğini anlattı. Sanırım bu adam da sevmiyordu Deniz'in babasını. Gerçi kim seviyor ki? Yaklaşık 10-15 dakika boyunca anlattı kabul edersek yapacağı şeyleri. İkisinin de tek isteği o adamı batırmaktı...
"Tamam." dedi Deniz kafasını sallarken. Nuri dede gülümseyip indi merdivenlerden. Oflayarak kapıyı kapattı ve elindeki çantayı kenara koydu Deniz. "Gidecek miyiz?" "Bilmiyorum." dedi belime sarılıp boynuma sokulurken. Ağır ağır geri adım atmaya başladığımda o da ilerliyordu. Odaya girdik kapıyı ayağıyla kapatıp yatağa yatırdı beni. Üzerindeki tişörtü çıkardığında üzerime gelip yastığı düzeltti. "Uykumun içine etti amına koyayım." Boynuma eğilip kocaman öpücükleriyle öpmeye başladığında ellerimi omzuna koydum. "Uykun var mı cidden?" Kafasını sallayıp bedenini üzerime yerleştirdi. "Uykum var cidden." dedi taklidimi yaparak. Gülüp pikeyi çektim beline kadar. "Uyu bebeğim.." diye mırıldandığımda gülümsedi.
"Hala ateşin var." dedi elini boynuma koyarken. Ofladım. "Uyursam geçer." diye mırıldandığımda kafasını kaldırıp baktı bana. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp geri çekildi. "En çok burada var, öpersem geçeceğini söyledi." Söylediği şeye gülüp sarıldığımda kafasını yerleştirdi tekrar boynuma. "Unutturma, uyanınca hap içireyim." Kafamı salladım. "Hıhı." dedim mırıldanarak.
🥳🥳
"Ya ben mi dedim sanki git maçı kaybet diye?"
"Aklım sende kaldı oynayamadım iş-"
"Benim yüzümden yani?" diyerek böldüm sözünü, ofladı. "Ya ben öyle mi dedim-"
"Tam da öyle dedin Deniz" Bir şey diyecekken sinirle yüz üstü döndüm. Elimi arkaya attım yorganı tutmak için. Bileğimde bir el hissedince sinirle çektim elimi. "Gidicem ben aklın bende kalmaz böylece. Hem daha güzel oynar-" Öksürmem ile kesildi sözüm. Öksürük, baş ağrısı tüm bedenime etki ederken üşüme asla gitmiyordu bedenimden. Oturur pozisyona gelip sehpadaki sürahiden su doldurdum bardağa. Yanıma oturup baktı bana. Suyu içip koydum, tekrar koltuğa oturduğumda dudaklarını alnıma bastıracağı an çekilip yattım tekrar. "Ya Cemre!" dedi sesini yükselterek. "Deniz uyumak istiyorum, susar mısın!"
Yorganı boğazıma kadar çekip kıvrıldım yorganın içinde. Burnumu çekerken bakıyordum öylece koltuğa. Kaybettikleri için sinirliydi, sadece nasıl geçti diye sormuştum ki cevap vermemişti zaten. Daha da soru sormadım kavga edeceğimizi bildiğim için. Bu sefer de soru sormadığımdan söyleniyordu bana. Koltuktan kucağına alıp kaldırdı. "Bırak Deniz!" Çırpınırken sıkı sıkı tutmuş yukarı çıkıyordu. Odaya geldiğimizde yatağa yatırdı. "Aşağıda yatacağım ben." Kalkacakken omuzlarımdan tutup geri yatırdı. "Birlikte uyuyacağız Cemre." Üzerimi örttü ve altındaki şortu çıkarıp yattı yanıma. Ona arkamı döndüğümde arkamdan sarıldı.
👁👁
Elini alnımdan itip daha da yorgana sarıldığımda "Ya bak havale geçireceksin kalk bi duş aldırayım!" dedi sinirle. Onu aldırmayıp kapattım gözlerimi. "Cemre sana diyor-"
"Deme Deniz istemiyorum. Ya evde hastayım diyorum, oturup bana bakmıyorsun maça gidiyorsun!" Sinirle oflayip kucakladı beni.
"Çok naz yaptın!"
Anında dolan gözlerimle baktım ona. Sinirle nefes alıp verirken bir tokat savurdum yüzüne. Şaşkınca bana baktı, sonrasında küfür ederek yere bıraktığında gözlerimden yaşlar süzülmüştü.. Ceketini alıp sertçe kapattı ve çıktı evden. Ağlayarak duvara tutundum. Fayanstan çizilmiş kanayan dizime dokundum. Ağlama sesim kulaklarımda yankı yaparken üstüne hastalık hissi ve boğazımın yanması gerçekten başımı döndürüyordu. Gitmeden önce benimle ilgilenmesini söylemiştim, hemen geleceğini söyleyip gitmişti. Neredeyse 3-4 saat sonra tekrar geri geldiğinde moralinin bozuk olduğundan belliydi kaybettikleri. Bu sefer sormadım diye bağırmıştı aptalca, ben de benimle ilgilenmediğinden bağırdığımda bu duruma gelmiştik. Gerçekten onun yaptıklarını göz ardı ettikçe o hep üstüme çıkmaya çalışıyordu. Ve haksız olunca da, ya konuşmuyordu ya da böyle çekip gidiyordu...
•
HESABİ AÇTIIMMMMM 🥳🥳🥳🥳🥳